Bir çift olarak sorunun kimde olduğunun yarattığı psikolojik baskıyı ele almak ayrı bir başlık altında incelenecek uzun bir konu. Maalesef ki psikolojik baskı, suçluluk duygusu vs.. ilişkiyi de çıkmaza sokabilmekte, tedavi başarımızı da etkileyebilmektedir. Bu yüzden sorunun kimde olduğuyla değil, sorunun ne olduğuyla ilgilenip, bir an önce tedaviye yönelmek en önemli atılacak adım olacaktır.
İnfertilite nedenlerinin 40% kadın, 40% erkek, 10% her ikisi, 10%açıklanamayan (sebep bulunamayan) durumlardır.
Erkekten İnfertilite Araştırmasında İstenilecek Tetkikler Nelerdir?
Detaylı bir anamnez aldıktan sonra, Spermiyogram (Sperm testi) istenilmektedir.
Spermiyogram: Mastürbasyon ile erkekten bir odada menisini vermesi istenir ve laboratuvar ortamında bu meni birkaç işlemden geçirilerek spermlerin sayısı, hareketliliği, morfolojisine bakılır, bazen sperm antikor testleri de yapılabilmektedir.
Sperm dölleme yeteneğini azaltan faktörler nelerdir;
- Testislerin hiç sperm üretememesi
- Kanal tıkanıklığı nedeniyle spermlerin dışarıya aktarılamaması
- Sperm sayısının ve hareketlerinin azalması
- Sperm yapısının bozuk olması
- Spermin dışarıya çıkamadan mesaneye boşalması
- Genetik nedenler
- Çocukluk çağında geçirilen ateşli hastalıklar, kabakulak vs..
- İnmemiş testisler
- Hormonlarla ilgili sebepler; testesteron eksikliği ..
- Varikosel (Testisteki damarların genişlemesi)
- Cinsel yolla bulaşan bazı hastalıklar
- Kanser tedavisi (kemoterapi, radyoterapi)
- Cinsel işlev bozuklukları; sertleşme problemi
- Sistemik hastalık varlığı; Diyabet (şeker hastalığı), enfeksiyonlar.
- Çevresel etkenler; sigara, alkol, toksinler, stress.
Anne Adayından İnfertilite Araştırmasında İstenilecek Tetkikler Nelerdir?
Önce kadından detaylı bir anamnez alınmalıdır; önceki gebelik hikayesi, önceki aldığı tedaviler, bilinen hastalık durumu, akraba evliliği varlığı, infertilite (kısırlık) süresi, operasyon hikayesi, ailede hastalık hikayesi, adet düzeni ve eşinin yaşı sorgulanmalı. Eşinden de anamnez alınmalı.
Sonra fizik muayene ve jinekolojik muayene yapılmalıdır; Boy, kilo ölçümü, genel fizik muayenesi yapılmalı, son 3 sene içinde alınmadıysa servikal smear (rahim ağzından smir testi alınması) alınması gerekmektedir. Kliniğimizde serviko-vajinal kültür de almaktayız.
Yumurtalık (over) rezerv testlerine bakılmalı; Adetin 2-4. günleri arasında hormonlara bakılmalı (FSH, LH, Östradiol, AMH). Over rezerv testleri yumurtaların kalitesi ve sayısını öngörmemize yardımcı olur. Over rezerv testlerine kanda bakarken beraberinde ultrason ile folikül sayımının yapılması, ilaç tedavisine yumurtalığın yanıtını öngörmede yardımcı olmaktadır.
Son 6 ay içinde yapılmadıysa kan vermişken beraberinde tam kan sayımı, PRL, TSH (tiroid testleri), hepatit B, HepatitC, HIV testleri yapılmalı (Cinsel yolla bulaşan hastalık taraması), kan gurubuna da bakılmalıdır.
Ultrasonda sadece foliküllere değil, uterusa (rahime) veya tüplere de bakılmalı.
Histerosalpingografi (HSG): Rahim içi dokuyu, tüplerin durumunu açık olup olmadığını, şiş olup olmadığını (hidrosalpenks) gösterir.
Sonohisteroskopi veya histeroskopi: Uterin patolojiden şüphelenildiğinde gerekli görülürse yapılmaktadır. Tüp bebekten önce rutin yapılan bir işlem değildir.
Bir patolojiden şüphelenildiğinde ileri tetkik olarak MR, Histeroskopi gibi diğer tanı yöntemlerinden de yararlanılmaktadır. Doktorunuz sizi bu konuda yönlendirecektir.
Kısırlık Tedavisi için Rahim Filmi Gerekli mi?
Evet, kısırlık araştırmasında rahim filmi gereklidir. Rahim filminde rahim içi yapışıklıklar, polip, myom, rahim anomalilerini görebilmekteyiz, tüplerde şişkinlik durumu varsa bunun tanısını kayabilmekteyiz. Tüplerdeki şişkinlik genelde önceden geçirilmiş enfeksiyonlara bağlıdır ve bu duruma hidrosalpenks denilmektedir. Bu durumda gebelik isteyen bir kadında kapalı yöntem ameliyat ile şiş olan tüpü, rahime tutunduğu yerden bağlamaktayız veya tüpü tamamen almaktayız.
Peki zaten tüp bebek yapılacak ise neden hidrosalpenks için ameliyat yapıyoruz?
Tüp bebek tedavisinde embriyoyu rahime transfer ettikten sonra tüplerin içerisindeki kötü sıvı rahime akıp bebeğin düşmesine neden olabilmektedir. Bu yüzden bu sıvının rahim içine dökülmesini engellememiz gerekmektedir. Bu da ameliyat ile mümkün olabilmektedir.
Kısırlık İçin Yapılabilecek Ameliyatlar Nelerdir?
Laparoskopi: Karın alt bölgesine ve göbeğe atılan 0,5 - 1 cm’lik kesilerden sonra, laparoskopi ameliyatı için hazırlanmış özel aletlerle ve kamera sistemi ile yapılan bir ameliyat tekniğidir. Hasta konforu açısından önemlidir. Kesi izi kalmaz veya minimal çizik şeklinde kalır. Hastalar açık yapılan ameliyatlara göre ameliyat sonrası daha erken taburcu olmaktadır. Birçok ameliyat kapalı yöntem ile yapılabilmektedir; Miyom cerrahisi, endometriozis cerrahisi (çikolata kistleri), yapışıklıkların açılması, hasarlı tüplerin alınması gibi..
Laparatomi: Kapalı ameliyat yapılamayan hastalara veya cerrahın kapalı ameliyat tecrübesi yok ise açık ameliyat yapılabilmektedir. Büyük veya çok sayıda miyom varlığında, çok kez karın cerrahisi geçirmiş hastalarda, anestezi açısından laparoskopi için riskli olan hastalarda açık teknikle ameliyat tercih etmek mantıklı olmaktadır..
Histeroskopi: Histeroskop, ucunda kamera olan tüp şeklinde bir cihazdır. Genel anestezi, lokal anestezi veya sedasyon altında yapılabilmektedir. Küçük bir teleskopik kamera sistemi vajinadan doğru, rahim ağzını da geçerek rahim içine gönderilmektedir. Aletlerden gelen sıvı sayesinde rahim içi sıvı dolup kamera görüntüsü alınabilmektedir. Rahmin içindeki polip, miyom, perde, yapışıklıklar bu sayede temizlenebilmektedir.
Robotik Cerrahi: Kapatılan tüplerin tekrar açılması için mantıklı bir seçenek olabilir.
Miyom Gebe Kalmayı Engeller mi?
Miyomlar rahimde bulunan iyi huylu kas tümörleri yani kitleleridir. Ancak rahimde bulundukları yere veya büyüklüklerine göre değişik şekillerde bulgu vermektedirler. Neredeyse her 10 kadından biri bu şikayetler ile (tekrarlayan düşükler, kısırlık, düzensiz adet kanamaları, karında şişkinlik, karında ağrı, sık idrara çıkma, gayta yapamama vs..) miyomektomi dediğimiz myom ameliyatı olmaktadır.
Miyomlar, döllenen yumurtadan oluşan embriyonun, tutunup büyüyeceği yer olan rahim iç tabakasında ise veya rahim iç tabakasına bası yapan miyom varlığında, düşükle sonuçlanabileceği için ameliyat ile bu miyomların alınması önerilmektedir. Miyomlar tüplere yakın yerde ve tüpleri tıkıyor ise sperm geçişini engelleyebileceği için gebelik oluşmasını da engelleyebileceğinden yine ameliyat ile alınması önerilmektedir.
Myom ameliyatı, açık ameliyat tekniği (laparatomi), kapalı ameliyat tekniği (laparoskopi) veya histeroskopik rezeksiyon şeklinde yapılabilmektedir.
Mikrotese dediğimiz mikrocerrahi yöntem ile testisten sperm örneği alınabilmekte, mikroçip uygulaması ile en iyi kalite spermler seçilebilmekte, genetik tanı testi ile sağlıklı sperm seçimi yapılabilmektedir.
Alınan spermler gerektiğinde sonradan kullanılmak üzere dondurulabilmektedir.
Bunlar da İlginizi Çekebilir
HSG, rahim ve tüplerin yapısını inceleyip, olası sorunları saptayabilmemizi sağlayan …
Devamını OkuAzospermi denilen bu durum erkekten mastürbasyon ile alınan menide hiç sperm izleneme…
Devamını OkuYardımcı üreme teknikleri, doğal yollar ile gebe kalamayan çiftlere uyguladığımız tıb…
Devamını Oku