Yumurtalık Rezervi (AMH) Nedir?

Yumurtalık Rezervi Nedir?

Kadınlar doğduğunda yumurtalıklarında yaklaşık 4 milyon yumurta vardır. (Yumurta rezervi 4 milyondur diyebiliriz). Ergenliğe girildiğinde yumurta sayısı 400.000’e düşer ve her adet döneminde ortalama 1000 yumurta kaybedilmektedir. 30 yaşında yumurta sayısı 100.000 civarındadır. 40 yaş ortalarına gelindiğinde bu sayı daha da düşmektedir ve hamile kalma şansı yaş ilerledikçe azalmaktadır.

Yumurtalık rezervi, bir kadının yumurtalıklarında bulunan ve hamile kalma potansiyelini belirleyen yumurta sayısı ve kalitesi anlamına gelir. Yumurta sayısı ve kalitesini gösteren en iyi testler; AMH, FSH ve ultrasonda yumurta sayımıdır.

AMH yani anti-müllerian hormon yumurtalıklardaki küçük keseciklerden (foliküllerden) salgılanan bir hormondur. Folikül yani yumurta sayısı azaldıkça AMH salgılanması da azalmaktadır.

AMH (Anti-Müllerian Hormon) Nedir?

AMH (Anti-Müllerian Hormon), kadınlarda yumurtalık fonksiyonunu ve yumurtalık rezervini belirlemek için kullanılan bir kan testidir. Yumurtalıkların küçük folikül hücrelerinden salınan bir hormondur.

AMH seviyeleri, bir kadının yumurtalık rezervi hakkında bilgi verir. Yüksek AMH seviyeleri genellikle büyük bir yumurtalık rezervi ve yüksek doğurganlık potansiyeli ile ilişkilendirilirken, düşük AMH seviyeleri daha az yumurtalık rezervi ve azalmış doğurganlık potansiyeli ile ilişkilendirilir.

AMH testi kanda bakılan uygulanan kolay bir hormon testidir ve genellikle doğurganlık değerlendirmesi, tüp bebek tedavisi öncesi yumurta rezervinin belirlenmesi gibi durumlarda kullanılır. AMH menopoz durumunun tahmin edilmesi için kullanılmamalıdır. Tek başına AMH seviyeleri bir kadının kesin olarak hamile kalıp kalamayacağını belirlemez, sadece yumurtalık rezervi hakkında bir fikir verir. AMH seviyelerinin yanı sıra diğer faktörler de doğurganlık üzerinde etkili olabilir, bu nedenle doğurganlık değerlendirmesi genellikle çeşitli testlerin bir kombinasyonunu içerir.

AMH, tüp bebek tedavilerinde yumurtalık rezervi ve yumurtalık kalitesini göstermektedir yani AMH tüp bebek başarısını göstermektedir.

Yumurtalık Rezerv Testleri Nelerdir?

AMH testi kanda bakılan kolay uygulanan bir test olmakla beraber yumurtalık rezervini gösteren en önemli yumurtalık rezerv testlerinden biridir. Diğer yumurtalık rezerv testi ise adetin 2. Veya 3. günü kanda bakılan FSH ve ultrasonda bakılan yumurta sayısıdır. AMH asıl olarak tüp bebek tedavileri öncesi bakılmakta ve tüp bebek tedavi başarısını göstermektedir.

Yumurta Sayısı Düşüklüğü Nasıl Anlaşılır?

Kadınlar arasında en merak edilen sorulardan biri "yumurtalık sayısını ne gösterir?" sorusudur. Yumurtalık rezervini değerlendirmek için bakılan parametreler şu şekildedir;

1. AMH Testi: AMH düşüklüğünde düşük yumurtalık rezervinden bahsedilmektedir.

2. FSH ve Estradiol Testi: FSH (Folikül uyarıcı hormon) beyinde hipofiz bezinden salgılanan bir hormondur ve yumurtaların büyümesini sağlamaktadır. Kanda bakılan FSH testi yumurtalık rezervini değerlendirmek için yapılmaktadır. Adetin 2. Veya 3. Gününde FSH ve estradiol hormonlarına bakılmaktadır. Bu dönemde FSH en düşük değerlere sahiptir. Normal yumurtalık rezervinde FSH düşük, estradiol düşük seviyede olması beklenilmektedir. Yüksek FSH değerlerinde düşük yumurtalık rezervi düşünülmelidir.

3. Adetin 2. Veya 3. Günü ultrasonda bakılan yumurta sayısı; Düşük Yumurtalık rezervi demek için iki yumurtalıkta 2-9 mm arasında ölçülen folikül sayısı 7 ‘nin altında olmalıdır.

FSH Testi Neden Yapılır?

FSH (Folikül Uyarıcı Hormon) testi, bir kadının doğurganlık durumunu değerlendirmek için kullanılan bir kan testidir. FSH'ın başlıca kullanım amaçları şunlardır:

Doğurganlık Değerlendirmesi: FSH seviyeleri, bir kadının yumurtalık rezervini değerlendirmek için kullanılır. Yüksek FSH seviyeleri, azalmış yumurtalık rezervi veya yumurtalık fonksiyonundaki bozulmaları gösterebilir.

Menopoz Tanısı: FSH seviyeleri, bir kadının menopoza girdiğini doğrulamak veya menopoz durumunu belirlemek için kullanılabilir. Menopoz dönemindeki kadınların FSH seviyeleri genellikle yüksektir.

Yumurtalık Hastalıklarının Teşhisi: FSH seviyeleri, yumurtalık hastalıklarının, özellikle polikistik over sendromu gibi durumların teşhisinde yardımcı olabilir.

İnfertilite Değerlendirmesi: FSH seviyeleri, kısırlık nedenlerini belirlemek için kullanılabilir. Yüksek FSH seviyeleri, infertiliteye katkıda bulunan faktörlerden biri olabilir.

FSH testi, bir kadının doğurganlık potansiyelini belirlemede önemli bir araçtır. Ancak, tek başına değerlendirilmesi genellikle yeterli değildir ve diğer testlerle birlikte kullanılması tavsiye edilir. Bir doktorun gözetiminde ve doğru yorumlanmasıyla yapılan testler, bir kadının doğurganlık durumunu değerlendirmede yardımcı olabilir.

Yumurta Rezerv Düşüklüğü Nedir?

Kısırlık sebebi ile doktora başvuran çiftlerin %10-%30’unda düşük yumurtalık rezervi (düşük over rezervi) görülmektedir. Yumurta rezervi, bir kadının fertilite potansiyelini belirleyen ve yaşla birlikte azalan yumurta sayısı ve kalitesi olarak tanımlanır. Düşük yumurtalık rezervi ise kadının yaşına ve doğurganlık potansiyeline göre normalin altında olan yumurta rezervidir. Düşük yumurtalık rezervi genellikle yumurtalık fonksiyonunun azalmasıyla ilişkilendirilir ve genellikle doğal yaşlanmanın bir parçasıdır, ancak bazen erken yaşta ortaya çıkabilir.

AMH (Anti-Müllerian Hormon), bir kadının yumurtalık rezervini belirlemek için kullanılan bir kan testidir. Yumurtalıkların küçük folikül hücrelerinden salınan bir hormon olan AMH seviyeleri, kadının yumurtalık rezervi hakkında bilgi verir. Düşük AMH seviyeleri, genellikle düşük yumurtalık rezervi ile ilişkilendirilir ve doğurganlık potansiyelinde azalma olduğunu gösterebilir. Bu durum, doğal olarak yaşlanma süreciyle birlikte ortaya çıkabileceği gibi, bazen hormonal dengesizlikler veya yumurtalık hastalıkları gibi faktörlerle de ilişkilendirilebilir.

AMH Normal Değeri Ne Olmalıdır?

AMH (Anti-Müllerian Hormon) seviyeleri kadınlarda yaşa ve bireye özgü faktörlere göre değişebilir. Ancak genel olarak, üreme çağındaki kadınlarda 1.5 – 4 ng/ml arasında değişmektedir. Düşük yumurtalık rezervi tanısında tek başına AMH yeterli olmamakla beraber AMH <1.3 ng/ml ise düşük yumurtalık rezervinden bahsedilmektedir. AMH <0.5 ng/ml çok düşük değerdir. AMH değeri çok düşük ise erken menapoz düşünülebilir.

35 yaşından önce AMH düşüklüğü tespit edilirse kadın bekar ise yumurta dondurma seçeneği sunulmalıdır. Eğer kadın evli ise tüp bebek seçeneği sunulmalıdır.

AMH 4 ng/ml ve üzeri ise polikistik over sendromundan şüphelenilmektedir ve çocuk istemi var ve kadın gebe kalamıyor ise yardımcı üreme teknolojilerinden faydalanılması gerekmektedir.

Polikistik Over Sendromunda AMH Neden Yüksek Olur?

Polikistik over sendromu (PKOS), yumurtalıklarda folikül gelişiminin düzensiz olduğu ve hormonal dengenin bozulduğu bir durumdur. Polikistik over sendromlu kadınların yumurtalıklarında genellikle fazla sayıda folikül vardır. Bu durumda Anti-Müllerian Hormon (AMH) seviyeleri genellikle yüksek olmaktadır.

AMH, yumurtalıklardan salınan bir hormondur ve yumurtalık rezervini belirlemeye yardımcı olur. Polikistik over sendromlu kadınlarda, yumurtalıklar normalden daha fazla folikül üretebilir ve bu durum daha yüksek AMH seviyelerine yol açabilir. Bununla birlikte, PKOS'lu kadınların yüksek AMH değeri, yumurtalık rezervinin artmış olduğu anlamına gelmez. Aslında, bu durum, yumurtalıkların anormal çalışmasının bir belirtisi olabilir ve Polikistik over sendromu, genellikle doğurganlık sorunlarına neden olabilir.

PKOS'lu kadınların yüksek AMH seviyeleri, yumurtalık fonksiyonları ve doğurganlık üzerindeki etkilerini anlamak için önemlidir, ancak bu tek başına bir tanı aracı değildir. PKOS teşhisi, genellikle diğer klinik belirtiler ve hormonal testlerle birlikte yapılır. Her durumda, Polikistik over sendromlu kadınların tedavisi, belirtileri yönetmeyi, doğurganlık sorunlarını ele almayı ve diğer sağlık sorunlarını kontrol altında tutmayı amaçlar. Bu nedenle, polikistik over sendromu olan hastalarımıza bireysel bir tedavi planı çizmekteyiz.

Yumurta Rezervini Neler Düşürür?

35 yaşından sonra yumurta miktarı ve kalitesi azalmaktadır, 37 yaşından sonra bu azalma hızlanmaktadır ve yumurtalık rezervini gösteren AMH testi önemli derecede düşüş göstermektedir. Bazı hastalarda ise yaştan bağımsız olarak yumurtalık rezervi hızlı ve erken düşmektedir. 40 yaşından önce menapoza ‘erken menapoz’ veya ‘erken yumurtalık yetmezliği’ denilmektedir ve erken menapoz %1 oranında görülmektedir. Bu durumda erken menapoz sebebinin araştırılması gerekmektedir.

AMH düşüklüğünün sebepleri arasında:

• Yaşlanma: Doğal olarak yaşlanma süreci, kadınların yumurtalık rezervinin azalmasına ve dolayısıyla AMH seviyelerinin düşmesine neden olabilir.
• Genetik Faktörler: Bazı kadınlar genetik olarak daha düşük bir yumurtalık rezervine sahip olabilirler ve bu durum AMH seviyelerinin düşük olmasına yol açabilir. Turner sendromu gibi hastalıklar da AMH düşüklüğüne neden olabilmektedir.
• Yumurtalık Hastalıkları veya Cerrahisi: Yumurtalık üzerinde yapılan cerrahi müdahaleler veya yumurtalık hastalıkları (yumurtalık kistleri; endometriozis, endometrioma, çikolata kisti gibi) AMH seviyelerinin düşmesine neden olabilir.
• Kemoterapi veya Radyoterapi: Kanser tedavisi olarak uygulanan kemoterapi veya radyoterapi, yumurtalıkları etkileyerek AMH seviyelerinin azalmasına yol açabilir.
• Otoimmün Hastalıklar: Bazı otoimmün hastalıklar, yumurtalıkları etkileyerek AMH seviyelerinin düşmesine neden olabilir.
• Sigara İçmek: Sigara içmek, yumurtalık rezervini azaltabilir ve AMH seviyelerinin düşmesine neden olabilir.
• Stres: AMH düşüşünü hızlandırmaktadır. Stres ve tüp bebek başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
• Alkol Tüketimi: Alkol, AMH düşüklüğe neden olabilmektedir.
• Fazla Kilo, Obezite, Fast food gibi kötü yeme alışkanlıkları: Fast food, paketli gıdalar, doymuş yağ asitlerinden zengin beslenme, fazla kafein tüketimi yumurta rezervinin düşüşünü (AMH düşüşünü) hızlandırmaktadır.

Bu faktörlerin kombinasyonu veya başka faktörler de AMH düşüklüğüne katkıda bulunabilir. Her durum birbirinden farklı olabilir ve doğru tanı için bir doktora danışmak önemlidir.

Erken Yumurtalık Yetmezliği Nedir?

Erken menopozun nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik nedeni de olabilmektedir. Erken menopozun engellenmesi çoğu zaman mümkün değildir, ancak bazı faktörlerin etkisi azaltılabilir ve menopoz yaşının geciktirilmesi mümkün olabilir. İşte erken menopozu engellemek veya erken menapozu ertelemek için bazı önlemler:

• Sağlıklı Bir Yaşam Tarzı Sürdürmek: Dengeli bir diyet benimsemek, düzenli egzersiz yapmak, sigara içmemek ve alkol tüketimini sınırlamak gibi sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları, doğal olarak menopoz yaşını erteleyebilir.
• Yeterli Kalsiyum ve D Vitamini Alımı: Kalsiyum ve D vitamini, kemik sağlığını korumak ve osteoporoz riskini azaltmak için önemlidir. Bu nedenle, yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini alımına dikkat edilmelidir.
• Hormon Düzeylerini Kontrol Etmek: Tiroid ve diğer hormonlar üzerindeki dengesizlikler, erken menopoz riskini artırabilir. Bu nedenle, düzenli olarak hormon seviyelerini kontrol ettirmek ve gerekirse tedavi almak önemlidir.
• Yumurtalık Rezervini Değerlendirmek: Doğurganlık potansiyelini değerlendirmek için AMH (Anti-Müllerian Hormon) gibi testler yapılabilir. Bu testler, yumurtalık rezervi düşüklüğü veya erken menopoz riskini belirlemeye yardımcı olabilir.
• Tedavi Seçeneklerini Değerlendirmek: Doğum kontrol hapları gibi hormonal tedaviler, menopozu ertelemek için kullanılabilir. Ancak, bu tedavilerin uzun vadeli etkileri ve riskleri hakkında bir doktora danışılmalıdır.
• Risk Faktörlerini Azaltmak: Kötü beslenme, obezite, stres ve çevresel toksinlere maruz kalma gibi erken menopoz risk faktörlerini azaltmak için çaba göstermek önemlidir.

Erken menapozu önleme ve erken menapozu ertelemeye yönelik olarak, yaşam tarzı değişiklikleri ve düzenli doktor kontrolü gibi önlemler alınabilir. Ancak, çoğu durumlarda erken menopozun engellenmesi mümkün olmayabilir ve bu durumda en uygun tedavi ve destek sağlanmalıdır.

Düşük Yumurtalık Rezervi Belirtileri Nelerdir?

Çoğu zaman düşük yumurtalık rezervi olan kadınlar bir belirti vermemektedir. Azalmış yumurtalık rezervi genellikle belirgin belirtilerle ilişkilendirilmemekle birlikte, bazı belirtiler şunlar olabilir;

• Düzensiz Adet Döngüleri: Yumurtalık rezervinde azalma, düzensiz veya sık adet döngülerine neden olabilir.
• İnfertilite (Kısırlık): Azalmış yumurtalık rezervi, hamilelik şansını azaltabilir ve kısırlığa neden olabilir.
• Erken Menopoz Belirtileri: Azalmış yumurtalık rezervi, erken menopoz belirtileriyle ilişkilendirilebilir. Bu belirtiler arasında sıcak basması, gece terlemeleri, cinsel istekte azalma ve vajinal kuruluk yer alabilir.
• Hormonal Değişiklikler: Yumurtalık rezervindeki azalma, hormonal değişikliklere ve buna bağlı olarak ruh halinde, enerji seviyelerinde veya cilt ve saçta değişikliklere neden olabilir.
• Yumurtlama Bozuklukları: Azalmış yumurtalık rezervi, düzensiz veya anovulatuvar (yumurtlama olmayan) adet döngüleriyle ilişkilendirilebilir.

Bu belirtiler her zaman azalmış yumurtalık rezervi ile ilişkili olmayabilir ve başka sağlık sorunlarının belirtileri olabilir. Bu nedenle, tecrübeli bir doktora danışmak, belirtileri değerlendirmek ve gerekirse uygun testleri yapmak önemlidir.

Yumurta Rezerv Düşüklüğü Tedavisi

Yumurta rezervi azalmasının bir tedavisi henüz yoktur ancak altta yatan nedenlere ve kişinin yaşam tarzına göre tedavi önerileri değişiklik gösterebilir. Sağlıklı beslenme, stresten uzak durma, sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmak yumurtalık rezervinin azalmasını yavaşlatabilir. AMH düşüklüğünde tedavi planı genellikle bir üreme endokrinoloğu veya bir doğurganlık uzmanı tarafından belirlenir ve kişinin bireysel durumuna bağlı olarak özelleştirilir.

Ancak, yumurta rezerv düşüklüğünün tedavisinde genellikle şu yöntemler kullanılır:

• Yumurta Rezervini Artırmak İçin İlaçlar: Yumurta rezervini artırmak için hormon içeren ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar genellikle folikül gelişimini artırarak yumurtalık rezervini artırmaya yardımcı olur (Aslında artan rezerv değildir, yumurtalıklarda var olup gelişen yumurtaların sayısıdır). Çocuk istemi olan hastalarda düşük yumurtalık rezervinde tüp bebek veya yumurta dondurma önermekteyiz ve bu sayede gelişen yumurta sayısını artırıp maksimum sayıda yumurta toplanması hedeflenmektedir.
• Yumurtalık Rezervini İzlemek: Doktorunuz, yumurta rezervini izlemek için düzenli olarak kan testleri (AMH, FSH, Estradiol gibi) ve ultrasonografi gibi görüntüleme testleri isteyebilir. Bu, tedavinin etkinliğini izlemek için önemlidir.
• Yumurtalık Rezervini Değerlendirme: Yumurta rezervi düşüklüğü olan kadınlar genellikle üreme endokrinologları veya doğurganlık uzmanları tarafından daha ayrıntılı bir değerlendirme için yönlendirilirler. Bu değerlendirme, yumurtalık fonksiyonunu ve rezervini daha detaylı olarak belirlemek için çeşitli testleri içerebilir.
• Yardımcı Üreme Teknikleri: Yumurta rezervi düşüklüğü olan kadınlar, tüp bebek gibi yardımcı üreme tekniklerine ihtiyaç duyabilirler. Bu tekniklerde, yumurtalıkları daha fazla yumurta üretmeye teşvik etmek veya dışarıdan yumurtalar almak için ilaçlar ve prosedürler kullanılabilir.
• Doğurganlık Danışmanlığı ve Destek: Yumurta rezervi düşüklüğü olan kadınlar için duygusal ve psikolojik destek önemlidir. Doğurganlık danışmanlığı veya destek grupları, bu süreçte yaşanan stresi azaltmaya ve kişinin duygusal sağlığını desteklemeye yardımcı olabilir. Düşük yumurtalık rezervinde tüp bebek sürecinde de bu destek önemlidir.

Tedavi planı kişinin özel durumuna ve hedeflerine bağlı olarak değişecektir. Bu nedenle, doğru tedaviyi belirlemek için bir üreme uzmanıyla iş birliği yapmak önemlidir.

Yumurta Rezerv Düşüklüğü Olan Kadınlara Uygulanan PRP Tedavisi

Yumurta rezervi düşüklüğü olan, yumurtaları erken yaşlanan kadınlara uygulanan PRP (Platelet-Rich Plasma) tedavisi, yumurtalık fonksiyonunu artırmaya veya uyuyan hücreleri uyandırıp yeniden canlandırmaya yönelik deneysel bir tedavi yöntemidir. Yumurta gençleştirmek için PRP yöntemini artık ülkemizde de sıklıkla uygulamaktayız. PRP, kişinin kendi kanından elde edilen ve trombositlerin (kan pulcuklarının) yoğun olduğu bir plazma türüdür.

Yumurta gençleştirmede PRP tedavisi genellikle şu adımları içerir;

• Kan Alımı: Hastanın kolundan bir kan örneği alınır.
• PRP Hazırlama: Kan, santrifüj işlemi ile ayrıştırılır ve trombositler yoğunlaştırılarak PRP elde edilir.
• Enjeksiyon: Elde edilen PRP, yumurtalıklara enjekte edilir. Bu enjeksiyonlar, ultrason rehberliğinde veya laparoskopi gibi cerrahi prosedürlerle yapılabilir.

PRP tedavisinin amaçları şunlar olabilir:

• Yumurtalık dokusunun iyileştirilmesi ve yeniden canlandırılması,
• Yumurtalık fonksiyonunun artırılması,
• Folikül gelişimini ve yumurta kalitesini artırmak.

Ancak, yumurta rezervinde düşüklük olan kadınlarda PRP tedavisi henüz geniş çapta kullanılan ve bilimsel olarak kanıtlanmış bir tedavi yöntemi değildir. Bu nedenle, PRP tedavisinin etkinliği, güvenliği ve uzun vadeli sonuçları hakkında daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.

Herhangi bir tedavi seçeneğinde olduğu gibi, AMH düşüklüğünde PRP tedavisi de bir doktorun gözetiminde ve önerisiyle yapılmalıdır. Yumurta rezervi düşüklüğü olan kadınlar, doğurganlık uzmanları veya üreme endokrinologları ile konuşarak en uygun tedavi seçeneklerini belirlemelidirler.

Yumurta Rezervi Düşüklüğü Olan Kadınlara Uygulanan Eksozom Tedavisi Nedir?

Yumurtalıklara eksozom tedavisi, yumurta rezervi düşüklüğü olan kadınlarda üreme sağlığını iyileştirmek veya yumurtalık fonksiyonunu desteklemek için araştırılan deneysel bir tedavi yöntemidir. Yumurtalık eksozom tedavisinde, hücreler tarafından salgılanan küçük hücresel kesecikler olan eksozomlar kullanılır. Eksozomlar, genetik materyal, proteinler ve diğer molekülleri hücreler arasında transfer ederek çeşitli biyolojik süreçlere katkıda bulunurlar. Yumrutalık eksozom tedavisi, yumurtalıklara enjeksiyon yoluyla uygulanır. Ancak, kısırlık ve eksozom tedavisinin etkinliği ve güvenliği hakkında daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir ve şu anda deneysel bir aşamada olduğundan, üreme ve endokrinoloji uzmanına danışmadan kullanılmamalıdır.

Yumurtalık Gençleştirme Yöntemi Nedir? Yumurta Gençleştirme Başarısı Nedir?

Yumurtalıklar, anne karnında 20. haftada fetüs dönemindeyken en yüksek yumurta sayısına sahiptir. Doğuma kadar azalan yumurta sayısı doğumdan sonra azalmaya devam eder ve menopoz sonrasında ise yumurtalar artık tükenmektedir. Yumurta sayısındaki azalma özellikle 37 yaş civarında hızlanmaktadır. Yumurtalık rezervindeki tükenme hızı her kadında farklıdır ve birçok faktörden etkilenmektedir.

Kök hücre tedavilerinin yumurtalık yaşlanmasını (yumurtalık rezervinin azalmasını) yavaşlattığı, yumurtalıkları gençleştirdiği (yumurta sayısı ve kalitesini artırdığı) birçok çalışma tarafından rapor edilmiştir.

Kök hücreler, vücuttaki olgun hücrelerin öncüsüdür ve uygun bir uyarıcı ile farklı hücre tiplerine dönüşebilirler. Kadınlarda, yumurtalıklarda da kök hücreler bulunur. Kişinin kendi kanından elde edilen PRP, trombosit açısından zengin büyüme faktörleri içerir ve yumurtalıklara enjekte edildiğinde kök hücreleri aktive ederek yumurta hücresine dönüşmelerini teşvik edebilir. Bu şekilde, yumurta üretimini artırarak doğurganlık potansiyelini artırabilir. Yumurtalık gençleştirme tedavilerinde hedef kök hücrelerin aktivasyonudur.

PRP, eksozom, antioksidanlar gibi tedaviler yumurtalık gençleştirmede kullanılabilmektedir. PRP (platelet rich plasma, plateletten zengin plazma), kök hücreleri uyararak dokuda yenilenme ve gençleşme sağlar. Kısırlık tedavisinde PRP kullanımı umut vadeder ve uyku durumundaki yumurtalıkları harekete geçirerek yeniden gelişmeyi sağlamayı hedefler. Yumurtalıklara PRP’nin infertilitede kullanımı, gebelik şansını artırabilir. PRP, infertilite de yumurtalık gençleştirme ve rahim iç dokusu problemlerini iyileştirme de kullanılmaktadır. Hastanın kendi kanından elde edilen trombosit açısından zengin kanın (PRP’nin) yumurtalık rezervini iyileştirdiği ve yumurta kalitesini arttırdığı birçok çalışmada rapor edilmiştir ancak henüz faydası %100 kanıtlanmamıştır.

İstanbul Yumurta Gençleştirme Fiyatı

İstanbul Ataşehir’deki Dr. Çiğdem Yayla Abide Kliniği'mizde sunulan tüp bebek yumurta gençleştirme, kısırlık tedavisi ve PRP gibi hizmetler için anlaşmalı laboratuvarımız ile hizmet vermekteyiz. Hastalarımızı doğurganlık konusunda uzmanlaşmış ekibimizle tanışmaya ve detaylı bilgi almak için kliniğimize bekliyoruz. En son teknolojileri kullanarak hastalarımıza hizmet vermekteyiz. Tedavi seçenekleri ve fiyatlandırma hakkında daha fazla bilgi almak için lütfen kliniğimizi arayın ve ön görüşme ayarlayın. Size en uygun tedavi planını oluşturmak için buradayız!