Tüp bebek tedavisi (invitro fertilizasyon-IVF), umutla dolu bir yolculuğun kapılarını aralayan modern tıbbın kucakladığı bir mucizedir. 1978'de dünyada ilk kez başarıyla uygulanan bu yöntem, Türkiye'de de 1989'da hayat bulmuştur. Ancak zamanla değişen yaşam koşulları, çalışan kadınların gebelik istemini ertelemesi, beslenme alışkanlıkları ve artan stres, kısırlık (infertilite) ile mücadele eden çiftlerin sayısını giderek artırmıştır.
Bugün, tüp bebek tedavisine başvuranların sayısı her geçen gün artarken, teknolojinin ışığında başarı oranları da yükselmektedir.
Ülkemizde yılda yaklaşık 50.000 çift, umut dolu bir gelecek için tüp bebek tedavisine başvurmaktadır. Bu rakam sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın bu alandaki ilgisinin ve ihtiyacının bir yansımasıdır.
Tüp bebek tedavisi sadece birkaç adımdan ibaret değil, aynı zamanda bir duygusal yolculuktur. İlaçlar, genetik analizler ve çeşitli prosedürler, tedavi maliyetlerini etkileyen faktörler arasında yer almaktadır. Bu nedenle, çiftlerin tedaviye başlamadan önce detaylı bir ön görüşme yapmaları ve güncel fiyat bilgisi alarak hazırlıklı olmaları önem taşımaktadır.
Bu yazımda hem anne adaylarına hem de baba adaylarına tüp bebek tedavi sürecinde rehberlik edecek bilgiler vereceğim…
Tüp bebek tedavisi (IVF, yani in vitro fertilizasyon) günümüzde giderek artan bir sıklıkla tercih edilen bir yardımcı üreme yöntemi haline gelmiştir. Tüp bebek tedavisi, bir mucize gibi kadının yumurta hücresi ile erkeğin sperm hücresinin laboratuvar ortamında buluşmasını sağlar. Ardından, embriyo anne adayının rahmine yerleştirilir ve süreç doğal bir gebelik gibi devam eder. Ancak bu kez, başlangıç aşaması laboratuvarın duvarları arasında gerçekleşir.
Tüp bebek tedavisi, sadece bilim ve teknoloji ile değil, aynı zamanda birlikte yürütülen bir umut yolculuğuyla da şekillenir. Bu süreçte, düzenli prenatal kontroller ve tıbbi müdahaleler destek ve rehberlik sunar.
Günümüzde, tüp bebek tedavisi giderek daha erişilebilir hale gelirken, başlangıç aşamasında çiftlerin önünde birçok seçenek ve bilgi yolu vardır. Bebek sahibi olmak isteyen çiftler tüp bebek ne demek diye merak etmektedir. Bu yüzden, tüp bebek sürecine adım atmadan önce detaylı bir ön görüşme yapmak önemlidir.
Tüp bebek tedavisinde kullanılan yöntemlerin gelişimi büyük bir ilerleme kaydetmiştir. Günümüzde iki çeşit tüp bebek yöntemi kullanılmaktadır. IVF ve Mikroenjeksiyon (ICSI) gibi teknikler, çiftlere umut veren ve başarı oranlarını artıran önemli adımlardır.
Bir zamanlar IVF (in vitro fertilizasyon), tüp bebek tedavisinin temelini oluşturmaktaydı. Ancak günümüzde, ICSI olarak bilinen mikroenjeksiyon tekniği, bu alandaki devrim niteliğinde bir adım olarak kabul edilmektedir. Mikroenjeksiyon yönteminde, bir sperm hücresi doğrudan yumurtaya enjekte edilmektedir. Bu sayede döllenme oranı artmakta ve tüp bebek tedavisinin başarı oranı yükselmektedir.
Mikroenjeksiyon tekniğinin klasik tüp bebek tedavisi olan IVF’den farkı, döllenmenin daha doğrudan ve kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmesidir. Bu yöntem, özellikle erkek faktör infertilitesi olan çiftler için umut verici bir seçenek olmaktadır. Günümüzde, tüp bebek tedavisinde kullanılan tekniklerin gelişimi ile birlikte çiftlerin bebek sahibi olma şansı artmaktadır.
Özellikle doğal yollarla gebelik elde etmede zorlanan çiftler için tüp bebek gibi yardımcı üreme yöntemlerine başvuru zamanı hassas bir konudur. Çiftlerin tüp bebek tedavisine başvurmaları için belirli kriterlere sahip olmaları gerekmektedir.
Genelde bir yıl boyunca korunmasız ilişkiye rağmen gebe kalınamaması durumunda tüp bebek tedavisi gibi yöntemlere başvurulması önerilmektedir. Ancak, 35 yaşın üzerindeki kadınlar için bu süre altı aydır. Çünkü kadının yaşlanmasıyla birlikte doğurganlık potansiyeli azalmakta ve bu sürecin hızı kişiden kişiye değişebilmektedir.
Bu nedenle, 35 yaşın üzerindeki kadınlar için altı aylık bir süre zarfında hamilelik gerçekleşmezse, çiftlerin infertilite açısından detaylı bir değerlendirmeye alınması önemlidir. Bu süreç, hem kadının yaşına hem de sağlık durumuna bağlı olarak değişebilmektedir.
Eğer bu süre zarfında hamilelik gerçekleşmezse, ilerleyen yaş ve zaman kaybını önlemek için gerekli tedavi adımlarına hemen geçilmelidir. Bu şekilde, çiftlerin hem hamilelik endişeleri hem de üreme kapasiteleri en etkin şekilde değerlendirilmekte ve uygun tedavi sürecine geçişleri sağlanmaktadır. Bu sürecin başarı şansını artırmak için erken müdahale ve profesyonel destek önemlidir.
Tüp bebek nasıl olur? Sorusu çocuk isteyen ve denemeler sonucunda başarıyla ulaşamamış çiftlerin merak ettiği bir konudur. Tüp bebek tedavisi, laboratuvar ortamında özenle toplanan olgun yumurtaların mikroskop altında kaliteyi artıran işlemlerden geçirilmiş spermler ile döllenmesi işlemidir. Bu yöntem, çocuk sahibi olmakta zorlanan çiftler için umut dolu bir çözüm sunmaktadır.
Tedavi süreci, öncelikle bazı ilaç ve iğne tedavileri ile büyütülen yumurtaların hafif anestezi altında toplanmasıyla başlamaktadır. Ardından, spermler de kaliteyi artıran işlemlerden geçirilir ve laboratuvar ortamında yumurtalarla birleştirilmektedir.
Bu birleşme sonucunda oluşan embriyolar, dikkatle takip edilmektedir. Embriyo kalitesine bağlı olarak, genellikle 3. veya 5. günlerde en uygun olanlar seçilmekte ve anne adayının rahmine transfer edilmektedir. Bu noktada, embriyo kalitesi ve anne adayının sağlık durumu göz önünde bulundurulmaktadır.
Tüp bebek işlemi, titizlikle yürütülen bir süreç olup, her adımında uzman bir ekip tarafından yönlendirilmektedir. Bu süreç, çiftlere umut verirken, aynı zamanda sabır ve destek gerektirmektedir. Tüp bebek tedavisi, birçok çift için mutlu bir sonuca ulaşma şansı sunmaktadır.
Tüp bebek tedavisi öncesinde, çiftlerin sağlık durumlarının detaylı bir şekilde değerlendirilmesi ve gerekli tetkiklerin yapılması önemlidir. Bu şekilde, tedavi sürecinin başarılı olması için uygun bir zemin oluşturulur. Tüp bebek tedavisinden önce çiftlerin dikkate alması gereken birkaç önemli adım şunlardır:
Çiftler, bir yıl boyunca korunmasız ilişkiye rağmen gebe kalamadıklarında kısırlık değerlendirmesi yapılmaktadır. Özellikle kadınlar için 35 yaşından büyükse bu süre altı ay olarak düşünülmelidir. Kısırlık değerlendirmesi sonucunda, çiftlerin tüp bebek tedavisine yönlendirilmesi gerekebilir.
Tüp bebek tedavisi için devlet hastanelerinde belirli şartlar ve tetkikler gerekmektedir. Bunlar arasında kadının adetinin 2. veya 3. gününde hormon testleri ve ultrason ile folikül sayımı, HSG (Histerosalpingografi) filmi, spermiyogram ve kan testleri, vajen kültürü (Her zaman alınması gerekmez) gibi tetkikler bulunmaktadır. Bu testlerin sonuçlarına göre tedavi planı oluşturulmaktadır.
Tetkikler sonucunda hormonal bozukluklar tespit edilirse, bu durumların tedavi edilmesi önemlidir. Örneğin, prolaktin yüksekliği veya tiroid hormonlarında bozukluk (TSH, T4, T3) varsa bu durumların tedavi edilmesi gerekmektedir. Çünkü hormonal bozukluklar, tüp bebek başarısını olumsuz etkileyebilmektedir.
Rahim anomalileri embriyonun rahme tutunmasını engelleyebilmektedir. Rahimde perde (septum), yapışıklık (adezyon), T veya Y şekil bozukluğu olması, polip, myom gibi durumlar embriyonun rahme sağlıklı bir şekilde tutunup büyümesini engelleyebilmektedir. Bu yüzden tedavi edilmelidir. Tüplerde hidrosalpenks dediğimiz tüplerde sıvı birikmesi durumunda tüp bebek öncesi tüpler, tüplerin rahim ile birleştiği yerden bağlanmalıdır. Çünkü tüplerin içerisinde biriken bu kötü sıvı rahim içerisinde embriyonun tutunduğu yere dökülerek düşüklere veya embriyonun rahme tutunamamasına neden olmaktadır.
Hamilelik süreci en az bir yıl süreceği için, hamilelik öncesinde rahim ağzı ve meme kanseri taramaları yapılmalıdır. Bu taramalar, hamilelik sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlamaktadır. Kadın 40 yaş üstü ise meme ultrasonu ve mamografi, 40 yaş altı meme ultrasonu önerilmektedir.
Biz hastalarımızın sağlığını önemsiyor ve onlara umut vererek en iyi teknolojik imkanlarımızla tüp bebek tedavisine başlıyoruz.
Tüp bebek tedavisi, anne ve baba adayları için oldukça heyecan verici, ancak aynı zamanda stresli bir süreçtir. Bu süreçte, çiftlerin duygusal ve fiziksel olarak desteklenmesi önemlidir. Bu sürecin başarılı bir şekilde tamamlanması için uyulması gereken kurallar, dikkat edilmesi gereken bazı durumlar bulunmaktadır. Öncelikle sağlıklı yaşamak sadece bu tedaviye başvuran kişiler için değil herkes için çok önemlidir. Aslında bu dönem kişilerin sağlıklı yaşama geçmek için kazandıkları bir fırsat dönemidir. Özellikle tüp bebek öncesi hazırlık aşamasında önerilerimiz:
Kilo kontrolüne dikkat etmeli, vücut kitle indeksinde normal sınırlar içerinde kalmalıdır. Öyle ki hem fazla kilo hem de aşırı zayıflık gebe kalma şansını düşürebilen etkenlerdendir. Sağlıklı yaşam önemlidir.
Sağlıksız alışkanlıklardan kaçınmalıdır. Alkol, sigara ve uyarıcı maddeler tüketiyorsa mutlaka hemen bırakmalıdır. Bağımlılık söz konusu ise sağlıklı bir şekilde bu bağımlılıktan kurtulmaları gerekmektedir. Normal gebelik sürecinde de söz konusu maddeler hem gebelik oluşumunu engelleyebilmekte hem de bebeğin anne karnındaki gelişimini olumsuz etkilemektedir.
Sağlıklı beslenmeli, paketlenmiş ürünlerden uzak durulmalıdır. Abur cubur şeklinde tanımlanan paketlenmiş ürünler, dondurulmuş gıdalar ve koruyucu içeren besinler; kadınlarda hormonal dengesizliğe neden olmaları sebebi ile tüketilmemelidir. Bunun yerine sağlıklı taze meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketmeli, yararlı yağlar içeren ‘çiğ’ kuruyemiş tüketmeli, lifli gıdalar öğünlere eklenmelidir.
Stres faktörlerinden uzak durmalıdır. Stres her hastalığın temelinde olduğu gibi gebe kalamamanın da nedeni olabilmektedir. Bu nedenle anne adaylarına genellikle rahatlatıcı bazı aktiviteler önermekteyim (yürüyüş, yoga, müzik dinlemek, kitap okumak vb.).
Ağır egzersizler yerine rahatlatıcı, esnemeyi sağlayan hafif egzersizler uygulanmalıdır.
Radyasyondan uzak durulmalıdır.
Enfeksiyondan korunulmalıdır. Salgın hastalıklara karşı maksimum önlem alınmalıdır. Kalabalık ortamlarda dikkatli olunmalı, ortak kullanım alanlarında kişisel eşyaların kullanımına ve sterilizasyonuna dikkat edilmelidir.
Kafein tüketimi minimum düzeye indirgenmelidir. Kahve ve çay günlük tüketimi sınırlandırılmalıdır. Kola içilmemelidir.
Endüstriyel şeker tüketimi minimum sınırlarda olmalıdır.
Meyve ve sebzeler, doğru şekilde yıkandıktan sonra tüketilmelidir.
Kadın doğum uzmanınızın kullanmanızı önerdiği ilaç ve takviye bulunuyorsa eksiksiz ve doğru şekilde kullanımına dikkat edilmelidir.
Anne ve baba adaylarının arasındaki iletişimi güçlü tutmak çok önemlidir. Anne ve baba adayları arasındaki iletişim, tüp bebek tedavi sürecinde çok önemlidir. Birbirlerine destek olmak ve sürece birlikte karar vermek, tedavinin başarısını artırır.
Baba adaylarının zararlı alışkanlıklarından uzaklaşması, sağlıklı beslenmesi ve üroloji uzmanının önerilerine eksiksiz bir şekilde uyması önemlidir.
Belki de en önemli önlemlerden biri, tüp bebek öncesi diş bakımınızı yaptırınız. Tedavi de embriyo transfer sonrası diş enfeksiyonu nedeniyle gebelik kayıpları olabilmektedir. Bu yüzden tüp bebek tedavi öncesi diş doktoru kontrolü önemlidir.
Sağlıklı yaşam tarzı tüp bebek öncesi, tüp bebek tedavi sürecinde ve gebelik sürecinde son derece önemlidir. Yukarıda belirtilen maddelerin uygulanması, tüp bebek tedavisinin başarılı olma şansını artırabilir ve gebelik sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesine yardımcı olabilir. Bu nedenle, çiftlerin bu önerilere dikkat etmesi ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemesi önemlidir.
Tüp bebek aşamaları; yumurta büyütme, yumurta toplama, embriyo oluşturma (döllenme) ve embriyo transferi olmak üzere 4 aşamadan oluşmaktadır.
Tüp bebek aşamalarında ilk aşama yumurta büyütme ve yumurta takibi aşamasıdır. Bu aşamada tüp bebekte yumurta gelişimi ve yumurtaları büyütmek için tüp bebek iğneleri ile tedaviye başlanılmaktadır.
Kliniğimizde kişiye özgü tedavi yaptığımız için iğne veya hap tedavi çeşitleri ve iğnelerin dozları kişiye göre ayarlanmaktadır.
Bu aşama ortalama 8-10 gün sürmekte ancak 14 güne kadar da uzayabilmektedir.
Ultrason ile belirli aralıklar ile yumurtalar takip edilmektedir.
Yumurtalar 16-20 mm boyutuna ulaşınca son çatlatma iğnesi yapılmaktadır.
Çatlatma iğnesinden 34-36 saat sonra yumurtalar hafif anestezi (sedoanaljezi) altında ağrısız bir şekilde toplanılmaktadır.
Tüp bebek yumurta toplama aşaması ikinci aşamadır. Hasta 6 saat oruç gibi, aç susuz olmalıdır çünkü anestezi almaktadır. Tüp bebek yumurta toplama işlemi ortalama 15-20 dakika sürmektedir.
Embriyoloji laboratuvarında anestezi altında yumurtalar toplanır.
Yumurtalar vajinal ultrason ile ultrasonun üzerindeki iğne yardımıyla tek tek toplanır ve embriyoloji doktoruna teslim edilir.
Tüp bebek yumurta toplama işlemi ağrısız bir işlemdir ancak sonrasında adet sancısı gibi hafif kasık ağrısı olabilmektedir ve ağrı kesici tedavi ile bu ağrı geçmektedir.
Aynı zamanda baba adayı mastürbasyon yöntemi ile sperm vermektedir.
Baba adayından alınan spermler ayıklanarak, spermlerin en kalitelileri seçilip mikroskop altında yumurtaların içine enjekte edilmektedir. Bu işleme mikroenjeksiyon (ICSI) denilmektedir.
Üçüncü aşama tüp bebek döllenme aşaması, embriyo oluşturma aşamasıdır ve yumurta toplama aşamasının hemen peşinden başlamaktadır. Döllenen yumurtalar yani embriyolar, gelişimi açısından takibe alınır. 1. gün döllenme olup olmadığına bakılmaktadır. Döllenme gerçekleşen embriyoların gelişimlerine 3. gün ve 5. gün tekrar bakılmaktadır. Tüp bebek 3. Gün embriyo transferi veya tüp bebek 5. gün embriyo transferi tedavi planlarına göre değişmektedir.
Tüp bebek embriyo transferi aşaması, tüp bebek sürecinin son aşamasıdır. Taze embriyo transferi veya donmuş embriyo transferi, hangisinin yapılacağı kişiye özel tedavi planıdır.
Taze embriyo transferi tercihen 3. veya 5. gün yapılmaktadır.
Tüp bebek sürecinin en önemli aşamasıdır. Elde edilen embriyolar ince bir kateter yardımı ile rahim iç zarına (rahim kavitesi içine, döl yatağına) verilmektedir.
Ultrason eşliğinde embriyo transferi yapılmaktadır çünkü çok dikkat ve itina gerektirmektedir.
Tecrübe çok önemlidir.
Anestezi gerekmemektedir, ağrısız bir işlemdir.
Tüp bebek embriyo transferi sonrası mutlu haber için bekleyiş başlamaktadır. Gebelik oluşup oluşmadığını anlamak için embriyo transferinden 10-12 gün sonra kanda BhCG hormonuna bakılır. Belirli değerin üzerinde ise müjdeli haber çiftimize verilmektedir.
Tüp bebek gebelik hesaplama, doğal yollar ile elde edilen gebelik hesaplamadan farklı hesaplanmaktadır. Embriyo transfer tarihi ve kaçıncı gün embriyo transferinin yapıldığı hesaplama yaparken önemlidir. Tüp bebek gebelik haftanızı hesaplamak istiyorsanız web sayfamızdaki tüp bebek gebelik hesaplama sayfamızdan faydalanabilirsiniz.
Tüp bebek tedavisine kimlerin başvurması gerektiği ve hangi durumlarda bu tedavi yönteminin tercih edilmesi gerektiği konusunda dikkate alınması gereken bazı önemli hususlar bulunmaktadır.
Doğal yollar ile gebe kalamayan çiftler bir süre sonra doktora başvurmalıdır. İnfertilite tanımını koymak tedavi planı açısından çok önemlidir. 35 yaşın altındaki çiftler, 1 sene boyunca korunmasız ilişkiye rağmen gebe kalamıyorlarsa (35 yaş üzerinde bu süre 6 aydır), kısırlık yani infertilite tanısı ile karşılaşabilirler. Bu durumda çiftlere bazı testler uygulanır. Hormon testleri, yumurtalık rezerv testleri, tüplerin tıkalı olup olmadığını kontrol etmek için ilaçlı rahim filmi, sperm testi (spermiyogram) bu testlerdendir.
Testlerin sonuçlarına göre çiftlere hangi tedavinin uygulanması gerektiği belirlenir. Bu tedaviler arasında yumurtlamayı destekleyici tedaviler, aşılama veya tüp bebek tedavisi bulunur. Tüp bebek tedavisi, kısırlık sorununun çözümünde en yüksek başarı oranına sahip bir tedavi yöntemidir.
Kısırlık şikayeti olan çiftler arasında başarı şansı en yüksek yöntem olan tüp bebek kimlere yapılır? Tüp bebek tedavisine başvurulması gereken durumlar arasında şunlar yer alır;
Tüplerin tıkalı olması
Düşük yumurtalık rezervi
Erken menopoz
Açıklanamayan kısırlık tanısı
Yumurta gelişimini, salınımını veya embriyonun tutunmasını engelleyen hormonal sorunlar (örneğin, polikistik over hastaları)
Kadında vajinismus veya erkekte erken boşalma gibi problemler
İleri kadın yaşı (özellikle 38 yaş üzeri)
Kemoterapi veya radyoterapi alacak kanser hastaları veya yumurtalıkları olumsuz etkilenecek batın cerrahisi geçirecek olan kadınlar
Diğer tedavi yöntemleri ile sonuç alınamayan çiftler
Erkekte sperm analizinde problemi olanlar
Genetik problemi olan veya çocuklarına hastalık geçirme riski olan çiftler
Tüplerde tıkanıklık durumu; Doğal yol ile oluşan gebeliklerde yumurta ve sperm tüplerde karşılaşmakta ve tüplerde döllenme olmaktadır. Ardından döllenen yumurta döl yatağına doğru ilerlemekte ve burada yerleşip büyümeye başlamaktadır. Tüplerin birinde tıkanıklık olması durumunda diğer tüp açık ise döllenme gerçekleşebilir ancak geçirilmiş enfeksiyon veya endometriozis gibi durumlara bağlı olarak iki tüpte tıkanıklık olması durumunda döllenme gerçekleşemez ve tüp bebek önerilir. Hidrosalpinks, piyosalpinks gibi tüplerin içinin sıvı veya iltihap ile dolması nedeniyle şiş olması durumunda, tüpün rahim kavitesi (iç zarı, döl yatağı) ile bağlantısını kesip ardından tüp bebek yapmak, gebelik şansını artıracaktır.
Düşük yumurtalık rezervi; Düşük yumurtalık rezervi, ileri kadın yaşı durumunda beklenen bir durumdur. Ancak genetik olarak erken yaşlarda da yumurtalık rezervi düşüklüğü görülebilmektedir. Özellikle 37 yaşından sonra yumurtalık rezervinde hızlı bir düşüş yaşanmaktadır. Yumurtalık kanseri veya endometrioma gibi hastalıklar nedeniyle yumurtalık cerrahisi geçiren kadınlarda da cerrahi sonrası yumurtalık rezervi azalabilmektedir. Kemoterapi veya radyoterapi sonrasında da yumurtalıklar etkilenebilir ve ilaçlar ile radyasyona bağlı olarak rezerv azalabilir. Bu nedenle, cerrahi veya kemoterapi/radyoterapi öncesinde yumurta dondurma önermekteyiz.
Yumurtalık rezervi, veya ultrason ile folikül sayısının değerlendirilmesiyle belirlenmektedir. Düşük yumurtalık rezervi varlığında tüp bebek tedavisi önermekteyiz.
Açıklanamayan kısırlık; Kadın ve erkekte yapılan testlerde kısırlığa neden olabilecek bir faktör bulunamadığında, bu durum "açıklanamayan kısırlık" olarak adlandırılmaktadır. Bu durumda, ilk olarak 2 kez aşılama tedavisi önerilmektedir. Ancak, başarısızlıkla sonuçlanan aşılama denemelerinden sonra veya gebe kalamama durumu 2 yılı aştığında, doğrudan tüp bebek tedavisine geçilmesini de önerebilmekteyiz.
Polikistik over hastalığı; yumurtlama problemlerine yol açarak kısırlığa neden olabilmektedir. Tedavi sürecinde ilk adım olarak yumurtlamayı sağlamak amacıyla ilaçlar veya diğer yumurtlamayı destekleyici yöntemler kullanılmaktadır. Ancak, bu tedavilere rağmen başarısızlık yaşanması durumunda, genellikle en az 2 kez aşılama tedavisi önerilmektedir. İki başarısız aşılama denemesinden sonra ise tüp bebek tedavisi önerilebilmektedir.
Kadında vajinismus veya erkekte erken boşalma problemleri; Vajinismus gibi kadınların cinsel ilişki sırasında kasılmalar yaşadığı veya erkeğin erken boşalma problemleri gibi cinsel fonksiyon bozukluklarında, doğal yollarla gebe kalma olasılığı azalabilmektedir. Bu durumda, çiftlerin gebe kalma şansını artırmak için tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme teknikleri önerilebilir.
İleri kadın yaşı; İleri kadın yaşı, yumurtaların kalitesi ve sayısındaki azalmanın hızlandığı bir dönemi ifade etmektedir. Bu nedenle, özellikle 38 yaş ve üzerindeki infertil kadınlarda, gebe kalma şansını artırmak için en etkili yardımcı üreme tekniklerinden biri olarak tüp bebek tedavisi önerilmektedir. İleri yaşlarda zamana karşı bir yarış olduğundan, tedaviye hızla başlanması önemlidir. Bu nedenle, ileri yaşlardaki infertil kadınlar için en uygun tedavi seçeneği genellikle tüp bebek tedavisidir.
Erkekte sperm analizinde problem varsa; En az 1 ay arayla iki kez yapılan sperm analizinde sperm sayısı 5milyon/ml’den az, ileri hareketli sperm sayısı düşük olan veya hiç olmayan, spermlerde ciddi şekil bozukluğu olanlara tüp bebek önerilmektedir.
İnmemiş testis öyküsü olan erkeklerde; sperm parametreleri genellikle etkilenmiştir ve bu durumda tüp bebek tedavisi önerilebilmektedir. Doğum öncesinde karın boşluğunda olan testislerin doğum sonrasında skrotuma (torbaya) inmesi gerekmektedir. Ancak bu inme doğum sonrasında gerçekleşmezse, karın içinde yüksek sıcaklığa maruz kalan sperm hücreleri canlılıklarını kaybedebilir ve azospermi (sperm olmaması) gelişebilir. Bu durumda, testislerden iğne yardımıyla sperm alınıp tüp bebek yöntemi uygulanabilmektedir.
Erkeğin vazektomi öyküsü varsa, retrograd ejakülasyon (geri boşalma) durumunda, hormonal bozukluklar, kemoterapi veya radyoterapi alacaksa veya testis ameliyatı gerekiyorsa tüp bebek tedavisi uygulanabilmektedir.
Genetik problemi olan veya çocuklarına hastalık geçirme riski olan çiftler: Genetik problemleri olan veya çocuklarına hastalık geçirme riski bulunan çiftler için tüp bebek tedavisi önemli bir seçenek olabilir. Özellikle 40 yaşın üzerindeki kadınlara veya daha önce iki kez başarısız tüp bebek denemesi yaşamış çiftlere, tekrarlayan düşükleri olan çiftlere embriyo genetik inceleme önerilmektedir. Kısırlık sorunu olmayan, ancak genetik geçişli hastalıkları bulunan çiftlere sağlıklı bir bebek sahibi olmaları için tüp bebek yöntemiyle embriyo oluşturup embriyo genetik incelemesi yapılması tavsiye edilmektedir. Bu nedenle, bu çiftlere tüp bebek tedavisi önerilir.
Her çift, çocuk sahibi olma arzusundadır. Ancak, her on çiftten biri infertilite ile karşılaşmaktadır, yani doğal yollarla gebe kalamamaktadır. Tüp bebek tedavisi önerilmeden önce infertiliteye sebep olabilecek faktörler araştırılmaktadır. Tedavi edilebilir nedenler tedavi edilmekte, tedavisi mümkün olmayan durumlarda veya altında yatan neden bulunamadığında ise yardımcı üreme teknikleri kullanılmaktadır. Kısırlık nedenleri arasında; tüplerde tıkanıklık, sperm parametrelerinde bozukluk, hormonal veya genetik sorunlar, yumurtlama problemleri, düşük yumurtalık rezervi bulunmaktadır ve bu durumlarda tüp bebek tedavisi önerilmektedir. Ancak, tüp bebek tedavisi her çifte önerilmez. Açıklanamayan kısırlık durumunda veya hormonal nedenlere bağlı yumurtlama sorunları varsa, önce yumurtlamayı sağlayıcı ilaçlar veya aşılama gibi tedaviler denenir. İki kez aşılama başarısız olduğunda, tüp bebek tedavisi düşünülmelidir.
Tüp bebek tedavisi için karar vermeden önce, çiftlerimizle detaylı bir ön görüşme gerçekleştirmekteyiz. Bu görüşme sırasında, genel sağlık durumları, rahim ağzı kanseri tarama testleri dahil olmak üzere çiftimizin tüm tıbbi geçmişleri ve son yapılan tetkikler, hormon test sonuçları gibi konuları analiz etmekteyiz. Ardından, jinekolojik muayene yaparak tedavi planı oluşturuyoruz ve adetin 2. veya 3. gününü çiftimizi tüp bebek tedavisine başlamak üzere kliniğimize bekliyoruz.
Tüp bebek tedavisine adetin 2. veya 3. gününde başlanmaktadır. Bu günlerde yapılan ultrasonda, folikül sayısını ve rahim duvarını değerlendirerek, anne adayının yaşına, kilosuna, önceki tedavilere ve folikül sayısına göre tedavi planı belirlenmekte ve hemen tüp bebek tedavisine başlanmaktadır. Tedaviye, bazen iğnelerle başlanmakta ve gerektiğinde bu tedaviye haplar da eklenebilmektedir.
Bazı hastalarda, adetin 3. günü dışında da tedaviye başlama durumu olabilmektedir. Örneğin, acil kemoterapi veya ameliyat gerektiren hastalarda, tedaviye hemen başlayıp, olabildiğince yumurta toplanmaktadır.
Tüp bebekte kişiye özel tedavi planı uygulamaktayız.
Tüp bebek tedavisi, her hastaya özgü olarak uygulanmalıdır ve her aşamada farklı ilaçlar kullanılabilmektedir. Tüp bebek ilaçları, iğne şeklinde cilt altına, kas içine, ağızdan hap olarak veya vajinadan fitil şeklinde verilebilmektedir. Özellikle tüp bebek tedavisinde göbekten yapılan iğneler genellikle göbeğin yanlarına veya aşağısına, yaklaşık 2-3 parmak mesafeye cilt altına uygulanır. Tüp bebek tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar şunlardır:
Yumurta büyüten ilaçlar,
Yumurtanın çatlatan ilaçlar,
Embriyo transferi sonrası kullanılan ilaçlar,
Antioksidanlar ve vitamin takviyeleri.
Tüp bebek tedavisinin ilk aşaması yumurtaların büyütülüp geliştirilmesidir. Bu süreçte, hastanın kilosu, yaşı ve önceki tedavi geçmişi göz önünde bulundurularak yumurta geliştirici ilaçlar belirlenmektedir. Bu ilaçlar genellikle iğne şeklinde uygulanmaktadır. Yumurta geliştirici iğneler ile tedavi hastaları endişelendirebilir, ancak kliniğimizde tüp bebek hemşiresi eşliğinde iğne uygulaması detaylı bir şekilde açıklanmaktadır. Ayrıca, hastalarımıza kendi kendilerine iğne yapmayı gösteren videolar da sunmaktayız. Hemşirenin rehberliği ve videoların yardımıyla hastalarımız iğnelerini rahatlıkla uygulayabilirler.
Piyasada çeşitli yumurta geliştirici iğne markaları bulunmaktadır, ancak her hastanın tedavisi farklılık gösterebilmektedir. Yumurta geliştirici iğne tedavilerine ek olarak, bazı hastalara ağızdan alınan hap şeklinde tedaviler de verilmektedir.
Tüp bebek yumurta çatlatan iğnelerin (hcg içeren iğneler) uygulama saati çok önemlidir. Ultrason ile yapılan yumurta takiplerinde,18-20 mm büyüklüğe ulaşan yumurtalar tespit edilince son iğne olarak yumurta çatlatma iğnesi yapılmaktadır. Yumurta çatlatan iğnelerden 34–36 saat sonra yumurta toplama işlemi yapılmalıdır. Yumurta toplama işlemi yumurtalar çatlamadan önce yapılmalıdır. Yumurta kalitesi ve sayısı açısından çatlatma iğnesinin saati çok önemlidir.
Embriyonun rahim duvarına sağlam bir şekilde tutunması, tüp bebek tedavisindeki kritik adımlardan biridir. Bu amaçla, tüp bebek transfer sonrası kullanılan bazı ilaçlar embriyonun başarılı bir şekilde tutunma şansını artırabilmektedir. Genellikle progesteron içeren bu ilaçlar, iğne, fitil veya ağız yoluyla alınabilmektedir. Progesteron, rahim iç zarının olgunlaşmasını sağlayarak embriyonun tutunma şansını artırmaktadır. Özellikle donmuş embriyo transferlerinde, embriyo transferi sonrası östrojen içeren ilaçlar da kullanılmaktadır. Östrojen, rahim iç zarının kalınlığını artırarak embriyonun tutunma şansını artırmaktadır.
Tüp bebek embriyo transferi zamanında, rahim kaslarını gevşeten bazı ilaçlar da kullanılabilmektedir. Bu ilaçlar, serum içinde hastaya verilerek rahim hazırlığına yardımcı olmaktadır.
Donmuş embriyo transferlerinde, rahim hazırlığı adetin 2. gününde başlamaktadır. Östrojen tedavisi ile rahim iç zarının kalınlığı en az 7 mm olana kadar devam etmektedir. Tedavinin 13. gününde, en az 7 mm kalınlığa ulaşıldığında progesteron tedavisi başlanmakta ve dondurulmuş embriyolar çözülüp 6. gününde embriyo transferi gerçekleştirilmektedir. Embriyo transferi sonrası ilaçlar, tedaviye devam edilerek kullanılmaktadır.
Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı yaşayan hastalarda, embriyonun tutunmasını artırmak için farklı tedavi seçenekleri mevcuttur. Bunlardan biri, embriyo transferinden önce veya sonra rahim iç zarında hücre etkinliğini artıran bazı tedavilerin uygulanmasıdır. Bu tedaviler, rahim iç zarının kalitesini iyileştirerek embriyonun başarılı bir şekilde tutunmasını desteklemeyi amaçlamaktadır. Örneğin, rahim iç zarının kalınlığını artıran ilaçlar veya hormonlar kullanılabilmektedir. Ayrıca, rahim iç zarının kalitesini iyileştirmeye yardımcı olmak için özel besin takviyeleri veya destekleyici tedaviler de uygulanabilmektedir. Bu tedaviler, embriyonun tutunma şansını artırarak tüp bebek başarısını olumlu yönde etkileyebilir. Ancak her hasta farklı olduğu için, hangi tedavinin en uygun olduğunu belirlemek için detaylı bir değerlendirme ve uzman tavsiyesi gereklidir.
Vitamin takviyelerinin tüp bebek tedavisi sürecinde kullanımı oldukça önemlidir ve doğru bir şekilde yönetilmelidir. Özellikle sperm ve yumurta kalitesinde sorun yaşayan bireylerde, multivitamin takviyeleri faydalı olabilir. Ancak, bu takviyelerin kullanımı doktor gözetiminde olmalıdır.
Tüp bebek tedavisi öncesinde ve tedavi sırasında kullanılan vitamin takviyeleri, vücuda gerekli olan besin maddelerini sağlamak için tercih edilmektedir. Örneğin, folik asit, demir, vitamin D gibi besin maddelerinin eksikliği, sperm ve yumurta kalitesini etkileyebilir ve dolayısıyla gebelik şansını azaltabilmektedir.
Ancak her bireyin ihtiyaçları farklı olduğu için, vitamin takviyelerinin dozajları ve içerikleri kişiye özel olarak belirlenmelidir. Bu nedenle, vitamin takviyelerini kullanmadan önce bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir. Doktorlar, çiftlerin ihtiyaçlarına ve mevcut durumlarına göre uygun olan vitamin takviyelerini önermekte ve gerektiğinde dozları ayarlamaktadır.
Beslenme alışkanlıklarının da önemi büyüktür. Dengeli ve çeşitli bir beslenme düzeni, vücudun ihtiyaç duyduğu besin maddelerini sağlayarak doğal yollarla gebelik şansını artırabilmektedir. Bu nedenle, tüp bebek tedavisi öncesinde beslenme alışkanlıklarını gözden geçirmek ve sağlıklı bir diyet programı izlemek de önemlidir.
Yumurta ve spermin olgunlaşma süreci genellikle tedaviden yaklaşık 3 ay önce başlamaktadır. Antioksidanlar gibi mikro besinlerin kullanımı, tüp bebek tedavisi klinik sonuçlarını olumlu yönde etkileyebilir. Bu nedenle, bazı vitaminlerin ve minerallerin tedavi sürecinde dikkate alınması önerilmektedir. Bunlar arasında folik asit, demir, koenzim Q10 (CoQ10), D vitamini, E vitamini, omega-3 yağ asitleri, çinko, magnezyum, DHEA ve antioksidanlar bulunmaktadır. Bu takviyeler, sperm ve yumurta kalitesini artırarak ve gebelik şansını da artırabilmektedir.
Tüp bebek transfer sonrası dikkat edilmesi gerekenler bazı önemli durumlar vardır ancak panik veya stres yapmadan bu süreci geçirmek sizin için daha olumlu olacaktır. Bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatmanıza yardımcı olmak için sizlere önerilerimiz;
Tüp bebek transfer öncesi idrara sıkışık olmanızı istediğimiz için, tüp bebek transfer sonrası tuvalete gitme ihtiyacınız olabilir. Bu durumda yatağınızda gerekirse sürgü ile tuvaletinizi yapmanızı önermekteyiz.
Embriyo transfer sonrası 20-30 dakika yatarak dinlenmenizi önermekteyiz. Ancak yapılan çalışmalara göre 30 dakika yatarak dinlenmenin gebelik şansı açısından bir fark yaratmadığı bildirilmiştir. Yani tüp bebek transfer sonrası 30 dakika yatakta yatmak şart değildir.
Tedavi süreci boyunca ve tüp bebek transfer sonrası da geçerli olmak üzere stresten mümkün olduğunca uzak durmanızı önermekteyiz. Dikkatinizi dağıtarak, başka şeylere odaklanarak daha mutlu olabilirsiniz. Kitap okuma ve el sanatları gibi hobiler ile uğraşabilirsiniz. Mümkün olan en kısa sürede işe başlamanız kafa dağıtmanız açısından iyi olabilir, eğer ağır bir işiniz yoksa. Aileniz ile bu konu hakkında konuşmak stresi artırabilir bu yüzden stresten kaçınmak için mümkün olan her şeyi yapınız.
Embriyo transfer sonrası 2-3 gün egzersizden kaçınıp dinlenmenizi önermekteyiz. Yatağa bağlanmadan günlük aktivitelerinizi yapabilirsiniz ancak ağır egzersizlerden kaçınmanızı önermekteyiz.
Tüp bebek transfer sonrası merdiven çıkabilirsiniz, ayakta namaz kılabilirsiniz.
Embriyo transfer günü ılık duş alabilirsiniz ancak sıcak duş önermemekteyiz.
Embriyo transfer sonrası cinsel birliktelik önermemekteyiz. Özellikle ilk 3 gün cinsel aktivite önermemekteyiz.
Beslenme düzenini sağlıklı şekilde oluşturmak, alkol ve sigara gibi kötü alışkanlıkları bırakmak gerekmektedir.
Bitki çayları içmek veya hafif çaylar tüketmek rahatlamanıza yardımcı olabilir. Ancak özel bitki karışımlarını kullanmamanızı öneriyoruz.
Enfeksiyon riskini azaltmak için gerektiğinde maske takmanızı ve kalabalık ortamlardan kaçınmanızı tavsiye ediyoruz.
Transfer sonrası seyahat etmek istiyorsanız, en azından 1 gün dinlenmenizi öneririz.
Transfer sonrası 5-6. günlerle kahverengi renginde hafif kanama şeklinde bir yerleşme kanaması olabilmektedir. Bu kanama açık kırmızı ve fazla miktarda olursa doktorunuza danışmanızı öneririz.
Tüp bebek transfer sonrası iğne tedavisine devam edilmelidir. Embriyo transferinden 10-12 gün sonra kanda bakılan gebelik testi sonucuna kadar verilen iğne ve haplar devam edilmelidir. Progesteron iğneleri ve progesteron fitilleri gebelik oluştuktan sonra tedaviye 9-12. haftalara kadar devam edilmektedir. Donmuş transferlerde ise ek olarak östrojen haplarını bebek kalp atışı görülene kadar devam etmekteyiz. Her hastada kullanılan ilaçlar farklıdır bu yüzden tedaviye devam etmek önemlidir ve doktorunuzun önerdiği ilaçları düzenli olarak kullanmanız gerekmektedir.
Bu önerileri dikkate alarak transfer sonrası süreci daha sağlıklı ve rahat bir şekilde geçirebilirsiniz.
tüp bebek (ıvf) nedir?
Embriyo transferi, tüp bebek tedavisinin en önemli aşamalarındandır. Bu aşamada döllenmiş embriyo rahim içine yerleştirilmektedir. Bundan sonra, herkesin merakla beklediği soru şudur: "Acaba embriyo rahme tutunacak mı?" Tutunma, embriyonun rahim duvarına yerleşerek gebeliğin başlangıcını oluşturmaktadır. Bu evre, son derece hassas ve kritik bir dönemdir.
Biliyoruz ki tüp bebek tedavisi, uzun süredir bebek sahibi olmayı isteyen siz çiftlerimiz için maddi ve manevi olarak oldukça zorlayıcı bir süreçtir. Tüp bebek sürecinizin en önemli adımlarından biri olan embriyo transfer aşaması sonrası embriyonun rahim duvarına tutunma süreci, umutla dolu bir bekleyişin başlangıcını temsil eder.
Tüp bebek transfer sonrası tutunma belirtileri çok merak edilmektedir. Aslında embriyonun rahim duvarına tutunup tutunmadığını anlamak için net belirtiler yoktur. Her kadının deneyimi farklı olabilir. Aşağıda bahsedeceğim belirtiler tüp bebek tedavi sonrası embriyonun tutunduğu anlamına gelebilir. Bu belirtilerin olmaması embriyonun yerleşmediği anlamına gelmemektedir.
Kasık Ağrısı veya Kramplar: Doğal yollar ile gebe kalan kadınlarda da ilk zamanlarda adet olacakmış gibi kasık ağrısı veya kramplar olabilmektedir. Tüp bebek tutunma belirtisi olarak bazı kadınlar karın ağrısı, kasık ağrısı, kramp hissedebilmektedir.
Hafif Lekelenme veya Hafif Vajinal Kanama: Tutunma kanaması (yerleşme kanaması) olarak bilinen embriyonun rahim duvarına tutunduğunda vajinadan hafif kanama (kahverengi akıntı şeklinde) görülebilir. Buna ‘implantasyon kanaması’ veya ‘transfer sonrası yerleşme kanaması’ da denilmektedir ve bebek tutunma belirtisi olabilir. Tüp bebek transfer sonrası kanama olmaması tutunma olmadığı anlamına gelmemektedir.
Halsizlik ve Yorgunluk Hissi: Özellikle gebelik döneminde artan progesteron hormonundaki artış halsizlik ve yorgunluk hissine neden olabilmektedir.
Baş Dönmesi ve Baş Ağrısı: Baş ağrısı ve baş dönmesine gebelikte artan hormon seviyeleri nedeniyle görülebilmektedir ve embriyo tutunma belirtisi olabilmektedir.
Embriyo transfer işleminde 10-12 gün sonra kanda bakılan BhCG hormonunun yüksek çıkması gebelik kesin belirtisidir. Sağlıklı ilerleyen tüp bebek gebeliklerinde, 2 gün sonra kanda bakılan BhCG değerinin önceki değere göre ortalama 2 kat artması beklenmektedir. Bu artış varsa tüp bebek gebeliği sağlıklı gidiyor demektir. Bu süreçte stresten uzak durmak, sabırlı olmak ve olumlu düşünmek çok önemlidir.
Tüp bebek embriyo transferi sonrası embriyo tutunma şansını artırmak için östrojen ve/veya progesteron içeren bazı ilaçlar önerilmektedir. Bu ilaçlara embriyo transferi sonrası 10-12. güne kadar devam edilmektedir. Kanda bakılan gebelik testi negatif ise yani hastanın embriyo transferi başarısız olmuş ise bu ilaçlar kesilir. İlaçların kesilmesinden sonra 1 hafta içinde adet görülür.
Tüp bebek başarısı sadece gebelik testinin pozitif olması değil, aslında eve kucakta bebekle gitmek şeklinde tamamlanan bir yolculuktur. Birçok faktörün etkili olduğu bu tedavide en önemlisi kadının yaşıdır. Tüp bebek tedavisi başarısını etkileyen faktörler arasında şunları sayabiliriz;
Hekimin tüp bebek tecrübesi ve cerrahi deneyimi
Yumurta sayısı
Yumurta kalitesi
Yumurtalık rezervi
Sperm sayısı, sperm hareketi, sperm morfolojisi
Embriyoloji laboratuvarında kullanılan teknoloji
Embriyo transfer tekniği
Kadın yaşı, tüp bebek başarısında kritik bir rol oynamaktadır. Yaş ilerledikçe, yumurta sayısı ve kalitesi azalmaktadır. Dolayısıyla tüp bebek tedavi sürecinde toplanan yumurta sayısı ve embriyo kalitesi de azalmaktadır. Kadın yaşının artmasıyla birlikte tüp bebek başarı oranı da azalmaktadır.
Kadın yaşı azaldıkça tüp bebek ilk deneme başarı oranı artmaktadır. 35 yaş altı kadınlarda tüp bebek başarı oranı genellikle %50-60 civarındayken, 40 yaş üzerinde bu oran %15-20'ye kadar düşebilmektedir. Ancak, kadın yaşının azaldığı durumlarda, tüp bebek başarı oranları artabilmektedir. Örneğin, 38-40 yaşları arasında tüp bebek ilk deneme başarı oranı yaklaşık %30 olabilmektedir.
İyi kalitede embriyo transferi için maksimum sayıda embriyo oluşturmak önemlidir. Tüp bebek tedavisi sırasında toplanan yumurta sayısı arttıkça, oluşan embriyo sayısı da artmakta ve bu da tüp bebek başarı oranını artırabilmektedir. İyi kalitede bir embriyo transferiyle elde edilen hamilelik oranı genellikle %60-70 civarındadır.
Sperm analizinde incelenen sperm hareketi ve sperm şekil bozuklukları da tüp bebek denemesinde başarıyı etkileyebilmektedir. İleri derecede sperm şekil bozukluğu durumunda, kaliteli embriyo oluşumu zorlaşabilir ve embriyolar gelişmekte güçlük çekebilir, embriyolar 3. Günden ileriye gidemeyebilir. Bu nedenle 2. Tüp bebek denemesinde başarı oranını artırmak için sperm kalitesinin detaylı olarak incelenmesi önemlidir.
Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı yaşayan çiftler için detaylı bir inceleme ve ek tedavi önerileri gerekebilmektedir. Üç veya daha fazla başarısız tüp bebek denemelerinden sonra, çiftlerin durumu yeniden değerlendirilmeli ve gerektiğinde farklı bir tedavi yaklaşımı benimsenmelidir.
Tüp bebek tedavisinde kaliteli embriyolar elde etmek için yumurta kalitesi kadar sperm kalitesi de büyük öneme sahiptir. Sperm kalitesinin yeterli olması, başarılı bir döllenme ve embriyo gelişimi için hayati öneme sahiptir. Bu nedenle, spermin toplanması ve hazırlanması süreci titizlikle yönetilmelidir.
Erkekten alınan meni özel odalarda mastürbasyon yöntemiyle, boşalma ile elde edilir. Erkeğin boşalarak verdiği ve içinde spermlerin olduğu sıvıya meni (zevk suyu) denilmektedir. Meninin içinde olan kabın üzerinde örnek sahibinin adı ve soyadı yazmaktadır. Bu meni örneği, laboratuvarda özel işlemlerden geçirilerek en kaliteli ve en hareketli spermlerin seçilmesi sağlanmaktadır. Meni örneği, spermlerin miktarı ve kalitesini artırmak amacıyla genellikle 3-5 gün süren bir cinsel perhiz döneminin ardından alınmaktadır. Bu süre zarfında cinsel ilişkiden kaçınılarak spermlerin birikmesi ve kalitesinin artması hedeflenmektedir.
Ancak bazı durumlarda, meni örneğinde hiç sperm bulunamayabilir veya sperm sayısı çok düşük olabilir (azospermi). Bu durumda, cerrahi yöntemlerle sperm alınması gerekebilir. Bu yöntemlerden bazıları MESA (Mikroskop Altında Epididimal Sperm Aspirasyonu), PESA (Perkutan Epididimal Sperm Aspirasyonu), TESA (Testiküler Sperm Aspirasyonu) ve TESE (Testiküler Sperm Ekstraksiyonu) gibi yöntemlerdir.
TESE yöntemiyle alınan sperm örnekleri, dondurularak ileriki tüp bebek denemelerinde kullanılabilir. Bu yöntem, azospermi durumunda veya başarısız tüp bebek denemeleri sonrasında kullanılabilir. Uroloji uzmanı, genellikle anestezi altında bu cerrahi işlemi gerçekleştirir ve spermleri alır.
Bu cerrahi yöntemler, sperm kalitesi sorunu olan erkeklerde tüp bebek tedavisinin başarısını artırmak için kullanılmakta ve embriyo kalitesini iyileştirmeye yardımcı olabilmektedir. Bu sayede, tüp bebek tedavisinde daha başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.
Tüp bebek tedavisi, birçok çift için bebek sahibi olma umuduyla başvurulan bir yöntemdir, ancak her tıbbi prosedürde olduğu gibi, bazı riskler de beraberinde gelmektedir. Tüp bebek tedavisinin potansiyel riskleri:
Tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri: Hormonal ilaçların kullanımı, bazı kadınlarda rahatsızlık hissine, baş ağrısı, karın şişkinliği gibi yan etkilere neden olabilmektedir.
Çoğul gebelik riski: Birden fazla embriyonun başarılı bir şekilde tutunması sonucunda çoğul gebelikler meydana gelebilmektedir. Çoğul gebelikler, prematüre doğum riskini artırabilir ve bebeklerin sağlığı üzerinde ekstra zorluklar yaratabilmektedir.
Embriyo transferinin olası yan etkileri: Nadiren de olsa, embriyo transferi sırasında enfeksiyon veya kanama gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilmektedir.
Düşük riski: Tüp bebek tedavisi sonucu oluşan gebeliklerde düşük riski, normal gebeliklerden biraz daha yüksek olabilmektedir.
Dış gebelik riski: Embriyonun rahim dışında, genellikle fallop tüplerinde gelişmesi durumunda dış gebelik oluşabilmektedir. Bu durum acil tıbbi müdahale gerektirebilmektedir.
Heterotopik gebelik: Nadir görülen bir durum olmakla birlikte, tüp bebek tedavisi sonrasında rahim içinde bir embriyonun geliştiği durumda, aynı anda fallop tüplerinde başka bir embriyonun gelişmesi heterotopik gebeliğe yol açabilmektedir.
Yumurta toplama işlemi sırasında yaşanabilecek yan etkiler: Yumurta toplama işlemi sırasında nadiren kanama, enfeksiyon veya iç organ hasarı gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilmektedir.
Doğumsal bozukluklar: Tüp bebek tedavisi sonucunda elde edilen gebeliklerde, normal gebeliklerde olduğu gibi doğumsal bozukluk riski bulunmaktadır.
Overyan hiperstimulasyon sendromu: Nadiren, yumurtalıkların aşırı uyarılması sonucu over stimulasyon sendromu meydana gelebilmektedir. Bu durum, karın ağrısı, şişkinlik, nefes darlığı gibi belirtilerle kendini gösterebilir ve ciddi olabilir.
Over torsiyonu riski (yumurtaların kendi etrafında dönmesi): Yumurtalıkların dönmesi sonucu kan akışının kesilmesi olan over torsiyonu, nadir görülen ancak acil tıbbi müdahale gerektiren bir komplikasyondur.
Karın organlarında zarar riski: Yumurta toplama işlemi sırasında nadiren, karın içinde bulunan organlara zarar verebilecek komplikasyonlar oluşabilmektedir.
Tüp bebek tedavisine başlamadan önce, çiftlerin bu potansiyel riskleri dikkate alması ve doktorlarıyla riskleri ve avantajları konuşmaları önemlidir. Her hasta farklı olduğu için, riskler kişiye özeldir ve tedavi planı buna göre şekillendirilmelidir.
İstanbul Tüp bebek tedavi merkezi seçerken üç önemli faktöre odaklanmak önemlidir:
doktorun deneyimi
laboratuvarın teknolojik donanımı
size gösterecekleri ilgi
Başarılı bir tüp bebek tedavisi için uzman bir doktorun yönlendirmesi, kaliteli bir laboratuvarın sağladığı teknolojik destek ve tedavi sürecinde size destek olacak bir ekip büyük önem taşır. Bu faktörleri göz önünde bulundurarak doğru merkezi seçmek, başarı şansınızı artırabilir ve tedavi sürecinizi daha güvenli ve etkili hale getirebilir.
Tüp bebek tedavisi, çocuk sahibi olma hayalini gerçeğe dönüştürmek için önemli bir adımdır. Ancak, bu süreçte doğru bilgiye ve doğru desteğe sahip olmak çok önemlidir. Tüp bebek tedavisiyle ilgili olarak, sizin ve eşinizin ihtiyaç duyacağı her adımda yanınızda olmaktan ve sizi yönlendirmekten mutluluk duyarız.
Tüp bebek tedavisi, çiftlerin üreme sağlığı sorunlarına çözüm bulmak için geliştirilmiş bir yöntemdir. Bu tedaviyle, sperm ve yumurta laboratuvar ortamında bir araya getirilmekte ve döllenmiş yumurta rahme yerleştirilerek gebelik şansı artırılmaktadır.
İstanbul tüp bebek merkezi, seçerken uzun süredir faaliyette olması, dünya standartlarında kabul edilmiş tedavi yöntemlerini uygulaması, en son teknolojiye sahip olması ve etkili ekip çalışmasıyla başarıyı sağlaması önemlidir.
Anlaşmalı tüp bebek merkezimizde, uzman hekimler ve deneyimli bir ekip tarafından yönetilen modern bir laboratuvarla sizlere en iyi hizmeti sunmaktayız. Tedavinin her adımında sizinle birlikte ilerleyerek, en etkili ve güvenilir sonuçları elde etmek için elimizden geleni yapmaktayız.
Kliniğimize gelmeden önce, bir ön görüşme randevusu ayarlayabiliriz. Bu görüşmede, tedavi sürecini adım adım açıklayacak, sorularınıza cevap verecek ve sizin için en uygun tedavi planını belirleyeceğiz. Size rahatlatıcı bir ortam sunarak, tedavi sürecini anlamanızı ve kendinizi desteklenmiş hissetmenizi sağlayacağız.
Unutmayın, tüp bebek tedavisi sizin ve eşinizin sağlık ve mutluluğu için önemli bir adımdır. Sizi merkezimize bekliyoruz ve çocuk sahibi olma yolculuğunuzda yanınızda olmaktan memnuniyet duyarız.
2024 yılında İstanbul tüp bebek tedavisi düşünen çiftlerin en büyük endişesi, tüp bebek maliyetleri ve toplam harcamalardır. 2024 yılı için kesin bir tüp bebek fiyatı vermek mümkün değildir. Tüp bebek tedavisi fiyatları, hastanın genel sağlık durumu, kullanılacak tedavi yöntemleri, tedavi planı ve klinikte kullanılan teknolojik ekipman ile personelin kalitesine göre değişiklik göstermektedir. Dolayısıyla, 2024 yılında tüp bebek tedavi fiyatları, tüp bebek merkezlerine göre değişkenlik gösterecektir.
Tüp bebek tedavisi sabır ve özenli bir takip gerektiren, karşılıklı güven duygusunun önemli olduğu karmaşık bir süreçtir. Bu süreçte İstanbul’da yüksek teknolojinin kullanıldığı, tecrübeli merkezlerde hayallerinize kavuşmanıza yardımcı olmak için sizlere rehberlik etmek isteriz. Bu yolda sizinle ilerlemek, sizlere destek olmak bizler için büyük mutluluk olacaktır.
2024 yılı İstanbul tüp bebek fiyatı değişkenlik göstermektedir. Kullanılan teknolojik ekipman, profesyonel ekip ve yapılan ek işlemler (embriyo genetik inceleme, embriyo dondurma, havuz yöntemi, embriyo glue, makrofaj aşısı vb.) tüp bebek maliyetini etkilemektedir.
Evet, tüp bebek tedavilerinde yapılan ek uygulamalara göre İstanbul tüp bebek maliyeti değişebilmektedir. Türkiye’de tüp bebek tedavilerinde rutin olarak uygulanan ICSI (mikroenjeksiyon) yöntemi için ek ödeme istenilmemektedir.
İstanbul Ataşehir’deki kliniğimizi arayarak ‘Tüp Bebek Nedir’ veya ‘Tüp Bebek tedavisi’ ve ‘Tüp Bebek Fiyatı’ hakkında detaylı bilgi alabilir ve tüm işlemler için Doç. Dr. Çiğdem Yayla Abide’nin ve ekibinin tecrübesine ve ilgisine güvenebilirsiniz.
Tüp bebek tedavisi, çocuk sahibi olmak isteyen çiftler için umut dolu bir yolculuğun başlangıcı olabilir. Ancak, bu süreç birçok merak edilen konuyu da beraberinde getirir. Tüp bebek sürecinde, çiftlerin zihninde birçok soru işareti olabilir: Hangi adımları izlemeliyiz? Tedavinin maliyeti nedir? Başarı şansı nedir? Bu tedavi ne kadar sürecek? Tüm bu soruların yanıtları, çiftlerin tüp bebek tedavisi sürecine daha hazırlıklı ve bilinçli bir şekilde girmelerini sağlar. Tüp bebek tedavisi, modern tıbbın sunduğu teknolojik ve bilimsel imkanlarla, çocuk sahibi olma hayalini gerçeğe dönüştürme şansı verir. Bu yazıda, tüp bebek tedavisi süreci hakkında sıkça merak edilen bazı sorulara açıklık getireceğim.
Devamını OkuEmbriyo genetik analizi; Tüp bebekte oluşan embriyoların kromozomal yapısının incelenmesidir.
Devamını OkuHamilelik haftası hesaplama işlemi eğer hamilelik doğal yollar ile oluştuysa, adetin son günü baz alınarak hesaplanmaktadır. Tüp bebek tedavisiyle oluşan gebeliklerde ise gebelik haftası hesaplama ve gebelik hesaplama normal yolla oluşan gebeliklerden farklı şekilde hesaplanmaktadır.
Devamını OkuTüp bebek tedavisi, çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin başvurduğu bir yöntemdir. Birçok çift doğal yollardan çocuk sahibi olmakta zorluk yaşayıp tüp bebek tedavisine başvururlar. Tüp bebek tedavisiyle, çiftlerin çocuk sahibi olma hayalleri gerçeğe dönüşebilir.
Devamını OkuKlasik IVF yönteminde üreme hücreleri aynı yere bırakılarak doğal döllenmenin gerçekleşmesi beklenir. Mikroenjeksiyonda ise seçilen sperm hücresi yumurta hücresinin içine direk olarak enjekte edilmektedir.
Devamını OkuKilo önemlidir. Kilo boyun karesine bölünerek vücut kitle indeksi hesaplanmaktadır. Bu değer 30’un üzerinde ise yani obezite durumunda tüp bebek başarı şansı azaldığı için mutlaka kilo vermesi konusunda hastaya destek olunmalıdır.
Devamını OkuEn az 3 tüp bebek uygulamasında gebelik elde edilememesi veya 10 ve daha fazla embriyonun transferine rağmen gebelik elde edilemediği durumlara ‘tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı’ denilmektedir.
Devamını OkuYumurta toplama işleminden 2-6 gün sonra inkübatörlerde büyütülen embriyolar, steril şartlarda, hasta anestezi almadan, ince bir kateter aracılığıyla rahim içerisine verilmektedir.
Devamını OkuYumurta dondurma işlemi ile birlikte kadınlar gelecekte yumurtalarını kullanabilmektedir. Dondurma işlemi yapılan yumurtalar ilerde çocuk yapılabilmesini sağlamaktadır.
Devamını OkuMikroenjeksiyon yöntemi (Intrasitoplazmik Sperm Enjeksiyonu, ICSI), yüksek başarı oranı sayesinde tüp bebek tedavisinde sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Mikroenjeksiyon yönteminin %80 oranında başarılı olduğu bilinmektedir. Mikroenjeksiyon yöntemi; tüp bebek tedavisinin dölleme aşamasında kullanılmaktadır. Klasik tüp bebek tedavisinde yumurta ile spermin kendiliğinden döllenmesi beklenir. Mikroenjeksiyon yöntemi kullanıldığında ise bu işlem spermin yumurtanın içine enjekte edilmesi ile gerçekleştirilir. Özellikle spermin az olduğu durumlarda uygulanmaktadır. Tüp bebek tedavisinde en başarılı yöntem mikroenjeksiyon yöntemidir.
Devamını OkuKanda bakılan AMH, Yumurtalıklarda bulunan küçük foliküllerden (keseciklerden) salgılanan bir hormondur ve kadının yumurtalarındaki yumurta sayısını göstermektedir. AMH adet döneminden bağımsız olarak kanda her gün bakılabilmektedir. Ancak daha da önemlisi AMH testini çalışan laboratuvardır.
Devamını Oku40 yaşından genç kadınlarda yumurtalık fonksiyonlarının azalması durumudur. Halk arasında erken menopoz da denmektedir ancak erken menopozdan faklı olarak erken yumurtalık yetmezliğinde, yumurtalık fonksiyonları biraz daha devam etmektedir.
Devamını Okuİngilizce eğitim veren Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesini 1998 yılında kazanarak; Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olma yolunda ilk adımlarını atan Doç. Dr. Çiğdem Yayla Abide, 2005 yılında Tıp Eğitimini başarı ile tamamlamıştır. Tıp Fakültesinde göstermiş olduğu üstün başarının ardından, TUS sınavında yüksek derece ile ilk tercihi olarak kazandığı Zeynep Kâmil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, göreve başlamıştır. Devlet hizmet yükümlüğünü yerine getirmek için Nallıhan Hastanesinde 2011- 2014 yılları arasında çalıştıktan sonra, Zeynep Kamil Hastanesine geri dönmüştür. 2018 yılında Doçentlik ünvanını almış ve Zeynep Kamil Hastanesi’ nde eğitim kadrosunda görev almıştır. 2021 yılında Zeynep Kamil Hastanesinden ayrılmış ve 2022 yılı itibarı ile İstanbul Ataşehir kadın doğum kliniğinde bilgi ve tecrübesini hastaları ile paylaşmaya başlamıştır.