Aile planlaması nedir sorusunun yanıtı çok önemlidir. Çünkü özellikle gelişmekte olan ülkelerde ve düşük-orta gelirli ülkelerde üreme çağındaki kadınların yarısı çocuk istememektedir ancak milyonlarcası planlamadan ve istemeden gebe kalmaktadır. Ve bu gebelikler kürtaj veya önermediğimiz birçok yöntem ile sonlandırılmaya çalışılmaktadır. Kadınlarda yarattığı stres, üzüntünün yanında, enfeksiyon, rahimde yapışıklık durumu, tekrar çocuk sahibi olamama, ölüme kadar giden üzücü olaylarla sonuçlanabilmektedir. Aile planlaması tam da bu konuda yardımcı olmaktadır.
Aile planlamasının amacı istenmeyen gebelikleri sonlandırmak değil, istenmeyen gebeliklerin oluşmasını önlemek, istenen gebeliklerin sağlıklı bir şekilde uygun zaman ve ortamda, planlı olarak gerçekleşmesini sağlamak için çiftlere yardımcı olmaktır.
Aile planlaması sayesinde evliliğinizin, hayatınızın ve kariyerinizin gidişatını kendiniz belirleme fırsatına sahip olursunuz.
Aile planlamasının yararları şu şekilde sıralanabilir;
Reşitlik yaşı olan 18 yaşın altında gebe kalınması hem psikolojik hem de fizyolojik açıdan önerilmemektedir.
İki doğum arasındaki süre en az 2 yıl olmalıdır. Rahmin ve vücudun kendini toparlaması için en azından 2 yıl beklenmelidir.
Kesin net bir sayı belirtilmek doğru olmaz. İkinci sezaryenden sonrası risklidir. Ancak genel görüşe göre üç sezaryenden sonra plasenta yapışma anomalileri ve ameliyat komplikasyonlarının artması sebebi ile 2 sezaryen doğumdan sonra gebe kalınmaması önerilmemektedir. Aile planlaması bu noktada büyük önem taşır.
Aile planlaması yaparken birtakım soruların cevaplarını aldıktan sonra danışanlarıma eğitim verip beraber seçim yapmamızı tercih etmekteyim, bu sorular;
Bu soruların cevaplarına göre daha detaylı bilgi verip, size en uygun olan yöntemi seçmek en doğrusu olacaktır.
Aile planlaması için doğum kontrol yöntemlerini bilmek gerekir. Doğum kontrolünde en etkili yöntem hangisi sorusuna yanıt için şu seçenekleri gözden geçirebilirsiniz;
Gebeliği Önleyici Modern Yöntemler:
Gebeliği Önleyici Cerrahi Yöntemler;
Gebeliği Önleyici Doğal Yöntemler;
Adet döngüsü kullanılarak gebelikten korunma ya da gebelik planlama yöntemleridir;
En etkili yöntem cerrahi olarak uyguladığımız kadında ve erkekte döl yolunun yani tüplerin kesilip, bağlanmasıdır. Bu yöntem çocuk sahibi olmak istemeyen ve doğum kontrolü ile ilgili sürekli bir çaba göstermek istemeyen çiftlere tavsiye edilebilir.
Yüzyıllardır pek çok doğum kontrol yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntemler, bitkilerden ve kadının kendi vücudunda hissettiği fiziksel özellikler gibi birçok faktörlerden faydalanıp günümüze kadar gelişmiştir.
Devamını OkuKürtaj ya diğer isimleri ile Dilatasyon Küretaj, Gebelik Terminasyonu, Gebelik Sonlandırılması işlemleri istenmeyen gebeliklerde ya da istenen ama sağlık sorunları nedeniyle gebeliğin devamının önerilmediği durumlarda veya bebeğin anne rahminde kalp atışlarının durduğu durumlarda yapılan, gebeliğin sonlandırılması işlemidir.
Devamını OkuGebeliği önleyici doğal yöntemler doğum kontrolünde sık sık tercih edilen bir seçenektir. Bu kontrol yönteminde yüzde yüz korunma sağlanamaz.
Devamını OkuAile planlaması yöntemleri kişiye ve çiftlere özel yöntemlerdir. Geri dönüşümü olan yöntemlerin yanında geri dönüşümü mümkün olmayacak ya da geri döndürülmesi zor, gebelikten korunmada etkinliği en yüksek olan yöntemler cerrahi yöntemlerdir. Gebeliği önleyici cerrahi yöntemler konusunu erkeklere özel yöntemler ile kadınlara özel yöntemler olarak ikiye ayırabiliriz.
Devamını OkuErkek ve kadınların anatomisindeki en büyük farklılık genital organlardadır. Kadın üreme organları nelerdir sorusuna yanıtı kadın üreme organlarını iç ve dış organlar olarak ikiye ayırarak verebiliriz.
Devamını OkuErkek üreme organlarının ana görevleri sperm üretmek, depolamak, taşımak ve orgazm olmak ve boşalmak olarak özetlenebilir. Dış üreme organları, penis ve içinde testisleri bulunduran haya torbası (Skrotum) bulunmaktadır.
Devamını OkuTüp bağlama ameliyatı ile daha fazla çocuk sahibi olmak istemeyen kişilerin çocuk sahibi olması engellenmektedir.
Devamını Okuİngilizce eğitim veren Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesini 1998 yılında kazanarak; Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olma yolunda ilk adımlarını atan Doç. Dr. Çiğdem Yayla Abide, 2005 yılında Tıp Eğitimini başarı ile tamamlamıştır. Tıp Fakültesinde göstermiş olduğu üstün başarının ardından, TUS sınavında yüksek derece ile ilk tercihi olarak kazandığı Zeynep Kâmil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, göreve başlamıştır. Devlet hizmet yükümlüğünü yerine getirmek için Nallıhan Hastanesinde 2011- 2014 yılları arasında çalıştıktan sonra, Zeynep Kamil Hastanesine geri dönmüştür. 2018 yılında Doçentlik ünvanını almış ve Zeynep Kamil Hastanesi’ nde eğitim kadrosunda görev almıştır. 2021 yılında Zeynep Kamil Hastanesinden ayrılmış ve 2022 yılı itibarı ile İstanbul Ataşehir kadın doğum kliniğinde bilgi ve tecrübesini hastaları ile paylaşmaya başlamıştır.